Yutmi

Katliamlar Şehri Amritsar

Mart 22 2012

Göze göz ilkesi tüm dünyayı kör eder...

                                                                Mahatma Gandhi

 

Amritsar’a geldiğimde Rishikesh’in tamtersi bir ruh haline girdim. Gerildim, asabileştim… Her an patlamaya hazır bir bombaya dönüştüm adeta… Belki de bulunduğum bölgenin tarihinde yaşananlar beni böyle hissettirdi. Hatta sevgili Aydın Abi de bu halimi farketmiş olsa gerek ki, ertesi sabah beni yalnız bırakmadı ve sabahın köründe benimle fotoğraf çekmek için Altın Tapınağa geldi. Sabahın serinliğinde buza kesmiş mermerlerde benimle çıplak ayak dolaştı, benimle birlikte ayakları dondu. Aslında tüm gezi boyunca bana iyi bir yol arkadaşı, güzel bir badi oldu… Kendisine bunun için tekrar teşekkür ederim. İyi ki bu geziye gelmişsiniz, iyi ki sizi tanımışım Aydın Abi 🙂

Amritsar, tarihi oldukça kanlı bir şehir. Pakistan’a sınır. Pakistan ve Hindistan’ın ayrılması sırasında en çok zarar gören ve katliamların yaşandığı bir şehir. Bu insanların yüzlerine yansımış sanki, bakışları, duruşları bile farklı. Yanda gördüğünüz kılıçlı amca asalında bir taksi şoförü. Bu arada bu şehirde bolca kılıç ve hançer gibi silahlar satan dükkanlar var.

Amritsar, aynı zamanda Sihlerin dini merkezi. Ve resimlerini gördüğünüz 1574 yılında yapılan bu Altın Tapınak, Sihlerin tapınağı… Altın Tapınağın bence en önemli özelliği temiz olması ve 24 saat açık ve yemek veren bir aş evinin olması.  Fotoğraflardaki aşevinin mutfağına ve yemek pişen kazanlara dikkatinizi çekerim. Tapınak 24 saat açık ve isterseniz avlusunda yatıp, yemekhanesinde yemek yiyebilirsiniz. Evsiz ve fakir insanların sığınabileceği bir nevi barınak… Keşke buradaki temizlik dışarıda da devam edebilse… Zafer Abi’nin söylediğine göre gece kapanış törenlerinden sonra tapınak süt ve gül sularıyla yıkanırmış…

Kapanış töreni her gece tekrarlanan bir ritüel. Havuzun ortasında gördüğünüz ve altınla kaplı olan binanın içinde kutsal kitabın olduğu bir bölüm var. Ve her akşam o kitap, törenlerle o bölümden alınıp başka bir bölüme taşınıyor. Hindistan’ın hemen her bölgesinde her sabah ve her akşam tekrar eden dini ritüeller görmek mümkün.

Altın Tapınak, aş evi, mutfak ve bulaşıkhane ile Amristar’da yaşayan insan profillerine ait fotoğrafları yazının sonundaki foto galerisinde bulabilirsiniz. Altın Tapınaktaki bulaşıkhane ayrı bir önem taşıyor çünkü imece usulu bulaşık yıkıyorlar. Yani yemek yiyenler gönüllü olarak bulaşık yıkıyorlar. Ama bana tapınaktaki her aktivitede bir imece varmış gibi geldi. İnsan fotoğraflarında yalnız erkekleri aldım. Çünkü kadınlar gördüğüm her yerde hemen hemen aynı idi. Ama erkekler, özellikle Amristar’da farklı bir profile sahip…

Amritsar Pakistan’a sınır demiştim ya… İşte bu bölgedeki en entersan olaylardan biri de her akşam yapılan sınır kapama törenleri. Bu törenlere ait bir kaç fotoğraf koyacağım ama bu törenleri anlatmak için ne yapsanız yetersiz kalır. Bir tarafta Hintlilerin, diğer tarafta Pakistanlıların oturduğu türbinler, elinde bayrakla sınırda koşan insanlar, çalan müziklerle coşup türbinlerden inen, dans eden insanlar, resmi amigolar :), hayatımda ilk kez gördüğüm bir tarzda -oldukça komik- yürüyen, kafasında horoz ibiği gibi şapkalar taşıyan askerler… Törenin sonunda sınırın öteki tarafındaki yakınlarına haber gönderen insanlar… Anlatılmaz yaşanır. Ama değinmeden geçemedim tabii. Bu törenlere katılmak için sınırda pasaport kontrolünden geçmeniz gerekiyor.

Amritsar’da beni en çok etkileyen şey ise 1919 katliamının gerçekleştirildiği yer oldu. JALLIANWALA BAGH. “Gandi” filminde izlediğim görüntüler gözümün önüne geldi. İngilizler tarafından 379 Hintli’nin öldürüldüğü, 1200’ünün yaralandığı bir katlımın olduğu bu alanda şimdi bir anıt var. Tüm gezi boyunca Gandhi ile ilgili görüp görebildiğimiz tek yer burası oldu. Bu bende biraz hayal kırıklığı yaratmadı desem yalan olur. Hindistan’a gelip, Hindistan’ın özgürlük mücadelesinde bu kadar emeği geçmiş, bu kadar hayranı olduğum bir insan ile ilgili çok daha fazla şey görmeyi umuyordum. En azından Hindistan’ın bugünkü yaşamında…

Ama Hindistan’a bağımsızlığını kazandırmış, özgürlük ve eşitlikten yana bir insanı yaşatmak, bugünkü hükumetin işine gelmiyor da olabilir tabii… Dinle meşgul, sormadan, sorgulamadan, daha iyi ve daha insanca yaşamak için çaba harcamayan bir millet, yönetimin – eğer kendi çıkarlarını gözetiyorsa- her zaman işine gelecektir. Ayrıca bugün Hindistan ne kadar bağımsız acaba…? Neyse, Hindistan ile ilgili kendi görüşlerimi daha sonra yazacağım. Şimdi fazla yorum yapmadan gözlemlerimi aktarmak istiyorum.

“Katliamlar Şehri Amritsar” için 6 Yorum

  1. Nur Diyor ki:

    Ben Amritsar’da huzur bulmustum. Gece uyku tulumuyla mermerlerde yattik, yikama yapilirken yer degistirdik. Sut gormedim…Sih’leri sevdim. Kuba gecesinde tanisabilirdik, tuh…

  2. Zehra Diyor ki:

    Sat Sri Akal! 🙂 Hindistan’da beni eeeeeennnnnn çok etkileyen yapılardan biri olmuştur Altın Tapınak ….Günümü bu insanın içine işleyen, ruhunu titreten, eriten karelerle açtığın sana çooooookkkk teşekkür ederim Başak 🙂

    Onu ilk akşam vakti görümüştüm, otelin hemen arkasındaki yolların bittiği yerde sapsarı parlıyordu; bu kadar yakın görünmesine şaşırmıştım… İçeri girdiğimde ise bu kadar etkileneceğimi düşünmemiştim. Su dolu geniş arıktan çıplak ayaklarla yürüyerek geçtikten sonra havuzun bulunduğu alana gelince duyduğum ve her yanda yankılanan kutsal kitapları “Guru Granth Sahib” okumaları beni adeta büyülemişti. Bu kadar büyük bir alan, bu kadar devasa bir tesis, bu kadar organize ve adanmış bir toplulukla karşılaşmayı hiiiiiççç beklemiyordum… Her köşesi, her yanı beni farklı etkiledi; yerli-yabancı herkese gece kalacak bir yer sağlayan yatakhanesi; herkese yemek dağıtan geniş mutfağı; yemeklerin hazırlandığı devasa kazanlar, bulaşık yeri; ve bu insanların “gönüllü” olarak tüm bu işleri büyük bir koordinasyon içinde gerçekleştirmesi başka hiçbir yerde tanık olmadığım bir şeydi. Tesisin içinde bir internet cafe’leri bile vardı; bilmiyorum sen kullandın mı, ben o gece internet cafe’sinde oturup, bir yandan bilgisayarlar arasında dolaşan küçük bir kertenkeleden de kendimi sakınmaya çalışarak 😀 o anki coşkumu kelimelere dökmeye çalışmıştım 🙂 Gündüzü ayrı güzel ama gecesi ayrı bir büyüleyici… belki de sırf bu yüzden sevdim “ölümsüzlük nektarı havuzu” anlamına gelen o şehri 🙂

    Sınır kapama törenleri ise ayrı bir mevzu; çook, çok eğlendim 🙂

  3. hüseyin Diyor ki:

    çok güzel Program düzenlemissiniz, iyi gezin Boya lanın, Ganjda yıkanın, Kutsal Fare, maymun köylerine gidin, kıskandırıyorsunuz bizi, iyi gezmeler

  4. Levent AK Diyor ki:

    Eline sağlık, kalemini konuşturmuşsun yine ya da klavyeni 🙂 Sayende görmediğim yerleri de tanımış oldum bir nevi 🙂

  5. basak Diyor ki:

    Zehra’cım Altın Tapınakla ilgili katkıların için esas ben teşekkür ederim. Tapınağa ruhani gözlerle bakmışsın ve onu yazında da gayet güzel ifade etmişsin. Aynı yere açılan farklı pencereler… İşte tam da bunu yaşıyoruz. Sevgili Nur’da o anlamda katkıda bulunmuş. İşte benim en çok hoşuma giden de bu 🙂

  6. ibrahim şepitci Diyor ki:

    teşekkürler başakcım, fotoğraflar ve yorumlar yine çok güzel. mahatma gandhi nin tevazusu ve felsefesi ölümünden sonra da anıtlaştırılmayak devam ediyor olabilir 🙂

Yorum Yazın