Başak'ın Yutmograf'ı

“Söyleyecek sözü olanlar için…” için 11 Yorum

1. basak Diyor ki:
   22 Kasım 2013 Cuma, 19:17 at 19:17

   En iç, en içten, en içteki sesine bile aykırı düşebilir mi kişi?
   Düşer…
   Oruç Aruoba

2. Fazlı Diyor ki:
   22 Kasım 2013 Cuma, 19:40 at 19:40

   Düşer mi?
   Düşer…

3. Nur Canoglu Diyor ki:
   22 Kasım 2013 Cuma, 23:30 at 23:30

   O cift heykelciğinden ben de de var. Meksika’dan. 🙂 Diger renkli seyden de bol bol var tabii…:-)

4. basak Diyor ki:
   22 Kasım 2013 Cuma, 23:36 at 23:36

   Onlardan bende yok 🙁

5. zaika Diyor ki:
   23 Kasım 2013 Cumartesi, 00:21 at 00:21

   Başak’cım,

   Ta oralardan Urla’ya ne zahmet? Bir kocaman koli heykelcik yollamışsın. Çocuklar şimdi teslim ettiler. Yenilerini yerlerine yerleştirdim, eskileri sana yolluyorum. Artık sende de olsunlar.

   Çok teşekkür ederim.

6. basak Diyor ki:
   23 Kasım 2013 Cumartesi, 01:18 at 01:18

   Çocuk kalmak iyiymiş. Bizde iyi kaldık albayım; medeniyet bizi bozamadı.
   Oğuz Atay / Tehlikeli Oyunlar / Hikmet Benol

7. serdar Diyor ki:
   23 Kasım 2013 Cumartesi, 06:49 at 06:49

   iç sesim ne der?
   en içten, en içtekine
   – aksise(v)damsın…

   Oruç Oruba duymasın:)

8. basak Diyor ki:
   23 Kasım 2013 Cumartesi, 10:44 at 10:44

   Bir Yuymoğraf okurum;
   “Hep kendi duygularını anlatıyorsun yazdıklarında, biraz daha geniş bakmalısın yazılarında. Hep kendini yazarsan bir gün yazacak bir şeyin kalmaz ” dedi.
   O zaman öldüğümde mezar taşıma “yazacak birşeyi kalmadığı için öldü” diye yazarsınız dedim. Sonra da ekledim; “aman bir yanlış anlama olmasın, ben yazar değilim” 😀
   * * *
   Yeni bir kitaba başladım bu hafta sonu, sabah güneşi bulutlarla itişirken… Güneş kurtuldu bulutun elinden kitaptaki bir cümlenin üzerinde parladı birden, sanki ben okumadan geçerim diye heyecanlanmıştı. Kitapta; “Arzularını yitirmiş insanlar, ihtiyaçlarıyla yetinmelidir” yazıyordu. Öyle güzel anlatıyordu ki herşeyi, diyecek söz bulamadım buna…
   * * *
   Son fotoğraflarımın bir çoğunu netliği iyi olmadığı için çöpe atmak zorunda kaldım. Dido’cum beni affet. Neden mi netliği kötü ? Çok basit; çünkü artık gözüm bozulmuş ve ben gözlük takmaya henüz alışamadım. Çektiğim her kareye bakıp sinirlenmek yerine gözlük taksam olay çözülecek. Artık gözlerim, eski gözlerim değil. Tıpkı artık hiç bir şeyin dünkü ile aynı olmadığı gibi…

   Nasıl da rahatladım… Söyleyecek ne çok şeyim varmış meğer bu sabah 😀

9. ferhan yüksel Diyor ki:
   23 Kasım 2013 Cumartesi, 13:26 at 13:26

   Yaşşa be Başak!
   uzun zamandır vakit bulup okuyamadım ama bugün sabahtan beri resimlerin içinden çıkamadım…
   sağol varol

10. Geçkin Gezgin Diyor ki:
    25 Kasım 2013 Pazartesi, 16:59 at 16:59

    23 Kasım 2013, Cumartesi – 10.44…
    Çok düşünmemeli mi insan, ne?!?!?!..
    Daha mı basit yaşamalı?
    Fikirler, düşünceler…
    Uçuşuyor alabildiğine… Yakalayamıyorum çoğunu!..
    Amaaaaan… Bırak özgür olsunlar…;-))))

11. Didem Diyor ki:
    28 Kasım 2013 Perşembe, 23:12 at 23:12

    Sevgili Basakcım biraz önce cd ofiste kaldı tuh derken, yutmografta Fazıl Sayı bulmak beni nasıl mutlu etti inanamazsın:)) Gözlerim dolu dolu bütün gün memleketimi dinledim. Fotografları çok sevdim.Gözlerine sağlık:))

Yorum Yazın