Benim bir küçük ördeğim var, bana hep der ba
bana hep der; ba ba ba
bir de küçük tavşanım var, kulaklarını sallar
hep kulaklarını sallar bana
Ama sen beni umursamamışsın ne çıkar
görmezden gelsen, konuşmasan ne çıkar
Belki bir gün yine geldiğinde
beni burada bulamazsın
artık gömmüş olurlar beni, belki de,
belki de yanımda bir başkası…
Ne çıkar o zaman sen hiç umursamasan beni
Ben de umursayamam artık, senin hep yaptığın gibi.
Yunan muhalif müzisyen/besteciNikolas Asimos bu şarkıyı -kız arkadaşı (kızının annesi) onu kızıyla (1976 doğumlu) bir başına bırakıp gittiğinde- kızıyla birlikte yaşarlarken küçük kızı için yazmıştı. Kaynaklar illk kez 1982′de Haris Alexiou‘yla birlikte bir konserde söylediklerini yazıyor.
Bu bölümde bol bol fotoğraf var. Antigua’dan ayrılmadan önce, biraz sokaklarında dolaşıp, etrafı volkanik dağlarla çevrili ve Orta Amerikan’nın en derin gölü olan ( derinlik:340mt) Atitlan gölünde bir tekne turu yapacağız. Kıyıdan görünen şık evlere bakıp, bu zenginliğe zıt bir yaşam süren Maya insanları arasında dolaşıp, pazarlarında sattıkları meyve sebzelerin bizimkilerle aynı olduğunu göreceğiz. Sayfanın devamını oku »
Şu anda bu gezinin benim için en zor yazısını yazıyorum. MAYA UYGARLIĞI. Yazmadan geçemeyeceğim kesin. Ne yaptın sen oralarda derler adama. Kaçış yok yani. 🙂 Maya uygarlığına çok meraklı olduğumu söylersem yalan söylemiş olurum. Koskoca bir tarih ve son derece zengin bir mitoloji… Ben şimdi tüm bunları buraya nasıl aktarayım. Sayfanın devamını oku »
Birkaç gündür kafamda bu gezinin yazısını nasıl toparlayacağımı düşünüyorum. Bu seferkini toparlamak benim gibi sabırsız biri için gerçekten çok zor olacak sanırım. Çünkü ben bir an önce Frida’nın evini ve ölüler günündeki festivali yazmak istiyorum ama onun için Guatemala ve Honduras’ı gezip, Belize’den geçip, Mexico City’e varmamız lazım 🙂 Sayfanın devamını oku »