Kampuchea, Kampuchea, Cambodia
Geldik Kamboçya yazımın en son ve en zorlandığım bölümüne… Yazmaya elim varmadı, zorlandım, başkalarının yazılarından, konuşmalarından, şarkılarından destek aldım. Keşke yazmamı gerektirecek böyle bir tarihi hiç olmasaydı Kamboçya’nın ama var. Gidip de görmemek, görüp de yazmamak, bir kere daha öldürmek gibi geliyor o insanları…
Tapınaklardan, renkli pazarlarından, nefis yemeklerinden, güzelim Uzakdoğu masajından söz etmek varken, değer mi şimdi keyif kaçırmaya? Buna siz karar verin. Zira susmak, görmezden gelmek, yok saymak, unutmak, biraz daha uzaklaştırıyor bence kişiyi kendi insanlığından. Sayfanın devamını oku »
Bu sefer başlığa siz karar verin
Bu bölüme ne başlık yazacağımı bilemedim.
Hadi bu bölümün başlığını siz koyun…
Bu bölümde Kamboçya’nın toplam nüfusunun yaklaşık üçte birinin yaşadığı Aşağı Mekong havzasındaki yaşamlara, başkent Phnom Penh’deki saraya, başkentin ara sokaklarına ve bir yardım kurumuna yer vereceğim.
Krallığa vize
Bir tutam pirinç
Akşam ben yemeğe gitmek yerine pazarı dolaşmayı seçtim. Fotoğraflarda kırmızı şemsiyelerin olduğu, arkasında tapınak görünen cadde pazar yeri. Sanırım orası her saat trafiğe kapalı. Hazır trafik demişken; burada trafik de yok denecek kadar az. Daha çok tuk tuk denen taşıma araçları, motosiklet ve bisikletler var. Pazarda gördüklerimi sizinle Laos’un renkleri bölümünde paylaşmıştım. Bu bölümde de sizi semt pazarına götüreceğim. Yani sebze meyve pazarı… Ama bu pazarda sadece sebze meyve yok :)) Bir tek sıçan ızgarayı fotoğraflamak istemedim onun dışında bakın bakalım daha neler yiyiyor Laos halkı.