Ne alınır, ne satılır, para yerlerde sürünür
Şubat
13
2017
Yeni bir oyuncağım oldu. Sihirli dokunuşlara sahip bir oyuncak. Ben fotoğrafı çekiyorum, oyun başlıyor ve işte böyle şeyler çıkıyor 🙂
Rengarenk düşleri olsa insanın
Birlikte hayal kurabileceği
dostları bir de…
Korku ile yalan,
en büyük düşman…
Düşle yalanı karıştırana
Hayır diyebilmek için
Yenebilmek korkuları
Özgür kılabilmek, içindeki insanı…
13 Şubat 2017 Pazartesi, 06:34 at 06:34
Sabahın beşinde de uyandırılmaz ki insan. Benim keçiler uyandırır. Neymiş efendim, meli-malı tahakküm (baskı) içeriyormuş. Ben niye mel-malı eki kullanmışım. Yahu diyorum bu benim kendim için dilediğim bir şey. Meli-malıyla dilek mi olur, bunu burada herkes okuyacak diye beyaz sakalını titrete titrete bağırıyor tepemde. Tamam haklısın sabah düzeltirim diyorum. Yok olmaz şimdi kalk düzelt diyor.
Anlayacağınız beni sabahın köründe dikti bilgisayarın başına. Bir açtım ki Yutmoğraf’ı ne göreyim; ben zaten meli-malı dememişim ki. Benim keçi ilk yazdığımı okumuş, ona takılımış sonra da uyuyakalmış. Rüyasında ne gördüyse artık, sabahın beşinde de bana sarmış. İlkinde ne mi yazmıştım; rengarenk düşleri olmalı insanın… Yaygara kopardığı şey de bu.
Sözün kısası, biz karşıyız meli-malı ekine, baskıya, zulme, işkenceye. Keçilerim ve ben, karşıyız tüm tahakküm edenlere. Şimdi gidip uyuyabiliriz bir yarım saat daha.
13 Şubat 2017 Pazartesi, 10:13 at 10:13
Gez-meli- gül-meli şeklinde de söyle-memeli miyiz?
13 Şubat 2017 Pazartesi, 10:26 at 10:26
Böyle sorular geleceğini tahmin ettim 🙂 Başı da çeken sen oldun Saniye’cim. Ama insana bunu sordurtuyor söylediğim şey çok haklısın. Ben de sordum buna benzer şeyler kendime ve şöyle bir yanıtı oldu sorularımın; o meli-malı takısını eklediğimiz şeylerin bizce neden güzel ve doğru olduğunun bilgisini ve hissini paylaşsak da seçimi karşımızda ki mi yapsa sanki? Ne dersin? 🙂
Fakat sorularını anlıyorum ve değişik şekilleriyle ben de kendime sormaya devam ediyorum. Ama yine de şu meli-malı’ya -arada sırada kullansam da- gerçekten bir gıcığım var, bir süre bu konu ile boğuşacağım anlaşılan 🙂
13 Şubat 2017 Pazartesi, 11:20 at 11:20
Fikret Kızılok’u ve Bülent Ortaçgil’i; yani kaç ıl önce dinlediğim o şarkıyı hatırlattın bana. Tekrar dinledim o şarkıyı.
“Düşler vardır satılmaz, derinde anlatılmaz
Yüreklerden silinmez, bazen de vazgeçilmez
Kapat gözlerini ve düşün, ipekten bir deniz
Pamuktan bir gökyüzü, iki tomurcuk yüreğimizde
Belki de sen ve ben ikimiz, birbirinin farkında gözlerimiz
Düşüncelerimiz, olmayacak hayallerimiz
ne alınır, ne satılır, para yerlerde sürünür
Geçtikçe şu günler, anladıkça hayatı
Birçok şeyin değeri küçüldükçe küçülür”
Lilit’in şarkısı, sesi de ayrı bir güzellik oldu.
Oyuncağından çıkanlara şükür.
Sevgiyle,
13 Şubat 2017 Pazartesi, 12:04 at 12:04
Oksijen fazla gelince keciler cok calısır.
Insanın dostları olMALI…
Boylesine guzel muzikler dinleMELİ
SevebilMELİ cok seyi
Bırbirine guvenMELI
DokunabilMELI birbirine
AglaMALI, gulMELI insan dedigin
GorebilMELİ dogruyu
KullanMALI aklını
MELI ve MALI…ozgurlugu, duyguları , sevgiyi, inancı, guveni yitimeden…
13 Şubat 2017 Pazartesi, 12:08 at 12:08
Hadi o zaman siz başlattınız bu oyunu 🙂
Insanın dostları olsa..
Boylesine guzel muzikler dinlese
Sevebilse cok seyi
Bırbirine guvense
Dokunabilse birbirine
Aglasa, gulse insan dedigin
Gorebilse dogruyu
Kullansa aklını
ozgurlugu, duyguları , sevgiyi, inancı, guveni yitimeden…
İNSAN OLABİLSE YENİDEN 🙂
13 Şubat 2017 Pazartesi, 22:52 at 22:52
Yeni oyuncağınla Başak’ ın renkli dünyası daha da canlanmış galiba:-) Şiirini de pek sevdim, sevgiyle, dostlukla…
13 Şubat 2017 Pazartesi, 22:53 at 22:53
Söylemeyi unutmuşum: Yeni tanıştığım bu sanatçı çok iyi, sözlerini merak ettim ama google amca yardımcı olamadı:-)
13 Şubat 2017 Pazartesi, 23:42 at 23:42
Ben de bulamadım. Bir tek ipucu var o da yaşamla ilgili olduğunu söylüyor 🙂
14 Şubat 2017 Salı, 09:19 at 09:19
Merhaba Başak, ben de diyorum ki…
Rengarenk düşleri olsa insanın
Birlikte hayal kurabileceği
dostları bir de…
Korku ile yalan,
en büyük düşman…
Düşle yalanı karıştırana
Hayır diyebilmek için
Yenebilmek korkuları
Özgür kılabilmek, içindeki insanı…
22 Şubat 2017 Çarşamba, 11:52 at 11:52
Kelimelerin yazımından çok hissettirdikleri baskın oluyor sanırım:)) Zaten nasıl hissediyorsan ona göre yazıyorsun:)) Yüreğine sağlık:))