ILGAZ ‘DA 10 ŞİŞE
Dido’cum, bu yazıyı ve fotoğrafları sana ithaf ediyoruz (yutmoğrafımla ben 🙂 ),
Yılbaşı gecesinin ertesiydi. Üç haftalık hastalığın ardından, gideyim mi, hiç halim yok filan derken kendimi bavullarımla beraber ASTİ’de buldum. Benden az sonra Berna, Senem ve Coşkun, peşinden de Murat Abi geldi. Ilgaz yolculuğumuz tam 3 saat sürdü. Ilgaz’a neredeyse 10km kalana kadar kar filan yoktu ortalıkta. Kalacağımız tesise yaklaşırken kar da ağaçları ve yamaçları süslemeye başlamıştı. Tesise geldiğimizde ise her taraf karla kaplıydı. Hava kararmak üzereydi. Eşyaları aparta, kendimizi dışarı attık. Kısa bir yürüyüş yapıp karı, ormanı ve soğuğu içimize doldurmak istiyorduk. Yerler bembeyazdı. Çam ağaçlarına karı çok yakıştırmışımdır her zaman. Yemyeşil kaldıkları için kar sanki bir krema gibi durur üzerlerinde ve ben kremaya bayılırım 🙂 
Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken bir taraftan da hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Ayı çıkabülür, daş düşebülür derken geri dönmeye karar verdik. Daha üç günümüz vardı bol bol yürüyüş yapacak… O gece erken yattık. Sabah yürüşe gidecek ekip şimdiden belliydi Murat Abi, Berna ve ben… Saat 8’de karla kaplı bir ormanda yürüşe çıkmak nasıl güzel bir duygu… O serin hava yüzüme çarptıkça, burnumun ucu dondukça, soğuk ciğerlerime kadar indikçe hayata yeni başlıyormuşum gibi bir hisse kapılıyordum. Yutmoğrafım ilk defa karlı dağlara geliyordu. Bir taraftan meraklı, her tarafı görmek istiyor, diğer taraftan da soğuğa alışık olmadığı için hemen üşüyüp montumun içine saklanıyordu.
Bu gezide O buzlarla, ben de sıcak şarapla kafayı bozduk. Bol bol buz fotoğrafı çekti, ben de kazan kazan sıcak şarap yaptım 🙂 Kahvaltıda sıcak şarap denediniz mi hiç? Tavsiye ederim, şahane oluyor 🙂 Üstelik kar havası sizin sarhoş olmanıza izin vermediği için, için içebildiğiniz kadar 🙂
Bol bol yürüyüş yaptık, bol bol fotoğraf çektik ve şarap içtik… Kayak mı? Yoo ben ayağımın altında kayan bir zemin istemiyorum. Onun için kayak yapmadım. Ama tesis ormanın içinde olduğu ve yürüyüş yapmaya müsait olduğu için bol bol yürüdüm.
14 Ocak 2011 Cuma, 19:11 at 19:11
merhaba başak
maharet senin yutmograftamı, yoksa sendemi bilmiyorum ama sonuçlar mükemmel. içine düştüğüm kıskançlıktan kurlmam için mutlaka senin gittiğin yerlere gidip aynı yerlerde fotoğraf çekmem lazım, ozaman neyin eksik neyin fazla olduğunu anlayacağım. bu gördüklerim kesinlikle uluslararası bir dergide yayınlanabilr düzeyde fotoğraflar. işin hikaye kısmıyla ilgili görüşlerimi zaten biliyorsun birde fotoğraf eklendi buna yaa. görüşmek üzere sevgili arkadaşım.
16 Ocak 2011 Pazar, 18:37 at 18:37
Resimlerin her biri birbirinden mükemmel. Gerçekten çok doğal bayıldım. Tebrik ederim:))
17 Ocak 2011 Pazartesi, 10:27 at 10:27
Fotoğraflara bayıldım..
18 Ocak 2011 Salı, 10:17 at 10:17
Hocam; sen aşmaya başlamışsın(ya da çoktan aşmışsın), ne güzel:)) Ben bunları görmemiş idim. Eline, gören gözlerine, görüp de aktarabilen yüreğine teşekkürler…