Good morning Vietnam !!!
14 Gün nasıl geçti bilmiyorum ama geçti işte ve ben yine Ankara’dayım. Öyle yoğun, sıcak, hareketli ve dolu dolu bir gezi oldu ki, ancak yaşadıklarımı Yutmoğraf’ta yazarak sindirebileceğim sanırım. 14 günde 3 ülke ve 11 uçuş. Evet evet toplam 11 uçuşumuz olmuş. O nedenle şu an herşey havada… Hadi o zaman ilk uçuştan başlıyoruz.
* * *
İşte yine aynı şey oluyor; kalbim sıkışıyor gibi… ama uyumam lazım. Akşam dokuzda uyumaya da alışık değilim. İyi de bu nefes alamama da neyin nesi? Aslında biliyorum biliyorum nedenini, klasik yolculuk öncesi stresi. Yattığım yerden nefes almaya çalışırken “PES ! diyorum kendime PES Başak sana ! Gören de seni ilk defa seyahate çıkıyorum sanır.” Özellikle yurt dışı seyahatlerinden önce çok yaşıyorum bunu, sanki hayatımda ilk defa uçağa binecekmişim gibi, sanki ilk defa ülke dışına çıkacakmışım gibi heyecanla karışık bir korku… ama bu seferki fazla şiddetli. Bu bir Başak klasiği; uçak kaçırma korkusu, yanlış uçakla yanlış ülkeye gitme korkusu :))) Hele yanlış uçakla yanlış ülkeye gitme korkusu hepten komik çünkü böyle birşeyi istesem de yapamam biliyorum ama nedense bu korkuyu hep yaşıyorum.
Sonuç; 6:25’te kalakacak iç hat uçağı için sabahın 4:25’inde Esenboğa’dayım. Hava alanı o kadar boş ki bir an için henüz açılmamış olabilir mi düşüncesi geçiyor aklımdan… Tamam gülün gülün, hak ettim biliyorum. Olsun şimdi daha iyi hissediyor, daha iyi iyi nefes alabiliyorum artık :)) Hele bir de Vietnam uçağına binsem sorunsuzca, işte o zaman derin bir nefes alıp uyuyacağım. Zira sabahın 3’ünden beri ayaktayım ve Vietnam uçağı 13.30’da kalkıyor.
Yutmi Cunyır mı? O Yutmi’nin aksine çok cool. Yutmi olsaydı benle birlikte uyanıp, benle birlikte nefes darlığı çekmeye başlamıştı. Bu ufaklık akşam benden sonra uyudu ve hala uyumaya devam ediyor. Uçağa binmiş, binmemiş umru değil. Hele bir uçaktan görünen manzaranın tadını alsın, bakalım Vietnam uçağında da bu kadar rahat uyuyabilecek mi?
* * *
Gün batımında bulutları görünce uyku filan kalmadı bak bizimkinde. 🙂 Bu kısmı daha önce gönderdiğim için es geçiyorum, bakmak isteyenler için linki gönderiyorum; https://www.yutmografim.com/pambik-kimin-pulutlar/
* * *
VİETNAM’ SAIGON’DA İLK GÜN
Ankara’dan İstanbul, İstanbul’dan Singapur, Singapur’dan Vietnam’ın bir şehri olan Saigon’a (Ho Chi Minh) ulaşıyoruz. …ve işte sabah saatlerinde Vietnam’dayız. Havaalanına indiğimizde aklıma ilk gelen bu oldu “GOOOOOD MORNING VIETNAM !!!”
Çoğumuz, 1987 Amerikan yapımı olan ve Robin Williams’ın oynadığı bu kara mizah filmi izlemişizdir. İzlemeyenlere de öneririm. Filmin konusu kısaca şöyle;
Ünlü bir DJ olan Adrian Cronauer, ordu tarafından sabahın erken saatlerinde yayınlanan bir radyo şovu için getirtilir. Cronauer, önceki ciddi ve sıkıcı havadalgalarını, mizah ve hippi nağmeleriyle dolu yaylım ateşiyle yok eder. Askerler tarafından çok sevilir, ancak üst yönetim içinde öfke uyandırır. Bilmeceler, inanılmaz eğlenceli fıkra bombardımanları ve 60’ların hitleriyle dopdolu film, Cronauer’in sıkı Saigon macerasının ortasında bir dünyanın nasıl deliye döndüğünü gösteriyor. Cronauer Vietnam Savaşı sırasında askere yollanır ve Saygon’daki Amerikan radyosunu kendine özgü yayınlarıyla tam bir show’a çevirir. Film, savaşın dehşetine, komedinin ve iyimserliğin çerçevesinden bakıyor.
* * *
Ben yine gezimize döneyim; Vietnam havaalanından çıkışta, bu geziyi organize eden rehberimiz Sinan’la buluşup, önce otele sonra vakit kaybetmeden öğle yemeği için Vietnam usulü bir fastfood’cuya gidiyoruz. Ankara’dan sonra sıcaklık hissedilir derece artıyor. Ortada cayır cayır bir güneş yok ama her yer cayır cayır…
Rehberimiz Sinan Aydın ve 15 kişilik gezi grubumuzdan, ilerleyen bölümlerde bahsedeceğim çünkü gezinin ilk günü olması nedeniyle kimseyi henüz tanımıyorum 🙂 🙂
Ama Vietnam yemeklerinden hemen bahsedeceğim çünkü Vietnam yemekleriyle buraya indiğim ilk saatlerde tanıştım, hem de nasıl bir tanışma… Fastfood diye beklediğimiz şey inanılmaz zengillikte bir öğle yemeğiydi ve gelen her şeyi nasıl yediğime hala inanamıyordum. Ben gezilerde pek yemek yemem. Gezi yazılarımı takip edenler ve gezi arkadaşlarım bilir, herkes yemek yerken ben gezer, fotoğraf çekerim. Sanırım burada Yutmi Cunyır’ın iştahı, bana da geçti. Yutmi’nin yöresel yemeklerle arası ne kadar yoksa Yutmi Cunyır da bu konuda o kadar obur anlaşılan.
Size Vietnam yemeklerinden bir kaç kare göndereceğim. Aslında yemek fotoğrafları koymak çok hoşuma giden bir şey değil ama fikir versin diye burada paylaşacağım. Ayrıca benim de ilk defa gördüklerimin fotoğraflarını koyacağım. Bunu bir de Hindistan yazılarımda yapmıştım ama burası da hak ediyor doğrusu. Doruk’cum Vietnam’da yemek yerken en çok senin kulaklarını çınlattım ve inan bana mümkün olsa sana t-shirt yerine yemek getirirdim (bunu yazmadan edemedim kusura bakmayın). Yemeklerde en dikkatimi çeken şey, sosları oldu. Doğru sosu bulursanız yemek gerçekten lezzetli oluyor. …ve bir de sarımsak !!! Ailemizin tek sarımsak yemeyeni olarak söylemeden edemeyeceğim günde üç öğün sarımsak yedim. Sıkıysa yemeyeyim çünkü grupta sarımsak canavarları vardı :))) Soslar, sarımsaklar ve sokak yemekçileri… Yok böyle bir şey !
Bu arada kendimi aşıp biraz Vietnamca şarkı buldum. Ne anlatıyor bilmiyorum ama yemeğe eşlik edebilir gibi geldi bana 🙂
Not: Burada gördüğünüz fotoğrafların hepsi -sokaktaki yemekçiler dahil- Vietnam mutfağından seçmecedir. Görüp göreceğiniz yemek fotoğrafları bu kadardır.
Bence bu yemekten sonra biraz ara verelim çünkü yoğun bir tempo bizi bekliyor. Vietnam’ın özel binaları, Mekong nehri, sokaklarda yaşam, Vietnam resim sanatı ve Sinan’ın bize yaptığı sürpriz gösteriden bir bölüm… Ayrıca Erol Abi’nin bahsettiği, yakın tarihteki Vietnam Savaşı’nın izlerini paylaşacağız. Vietnam Savaşı’nı önemsediğim ve özel bir bölüm ayırmak istediğim için Vietnam Savaşı’nı yazının sonuna bırakmak istiyorum (Erol Abi’ye özellikle duyurulur 😉 ). Şimdilik hoşçakalaın, görüşmek üzere.
02 Mayıs 2016 Pazartesi, 10:58 at 10:58
Başak senin bu gönderdiğin fotoğraflar sonrası Vietnam ı daha bir ilgimi çekti 🙂
Ayrıca yemek fotoğrafları ilginç, sunumları da güzel 🙂
Eline sağlık,
sevgilerle
02 Mayıs 2016 Pazartesi, 10:59 at 10:59
hoşgeldin!
girişten belli bizi yine harika bir macera bekliyor 🙂
bakalım yutmi jr. neler yuttu :))
sevgiler
02 Mayıs 2016 Pazartesi, 11:11 at 11:11
Hoş geldin Başak! Fotoğraflar şahane! Heyecanla okudum; karnım acıktı. 🙂 Yemekler nefis görünüyor. Yazının devamını heyecanla bekliyorum. Acele etme tabii. Sakin sakin…:) O kadar yol geldin. Azıcık dinlen.
Sevgiler.
02 Mayıs 2016 Pazartesi, 12:47 at 12:47
Acıktım 🙂
02 Mayıs 2016 Pazartesi, 13:34 at 13:34
Selam Başak, Vietnam’ı ilk duyduğumda tamam dedim, şimdi fotoğrafa ve güzel yazılara doyacağız demiştim..tam da öyle oldu ve olacak 🙂 Asya ülkelerindeki görsellik sanırım hiçbiryerde burada olduğu kadar yoğun değil…ah birde kokular olsaydı diyesi geliyor insanın. Bu arada yutmi cunyır’ın farkını da hissettik, söylemeden geçmeyim 🙂
02 Mayıs 2016 Pazartesi, 14:42 at 14:42
Bol sarımsak dedin ya, daha da gitmem.
02 Mayıs 2016 Pazartesi, 17:16 at 17:16
Sevgili Başak
Çok güzel bir başlangıç yapmışsın, müzikler çok etkileyici.
Gezimizde restoran seçimleri ve menüler gerçekten çok başarılıydı, teşekkürler Seyyahhane.
Ekibin tercihlerinde sarımsak o denli ön plandaydı ki, WhatsApp Gurubumuzun da ismi oldu. Yemeklerden bahsederken, genel olarak bu coğrafyada pirinç, tatlı, acı, ekşi soslar ve baharatlar ön planda geliyor ve özellikle kişniş’ den bahsetmek gerekir. Yemeklerde oldukça baskın biçimde kullanılıyor. Bizim damak tadımıza uymadı sanırım ve ekipten gelen istekler üzerine tüm menülerde daha çok sarımsak ama kişniş olmayan menüler istendi.
02 Mayıs 2016 Pazartesi, 17:29 at 17:29
Yemekler güzel görünüyor, süslemeleri de… Şarkı da hoşuma gitti:-) Yeni macera başladı, heyecanla devamını bekliyorum:-)
02 Mayıs 2016 Pazartesi, 17:42 at 17:42
Sevgili Yasemin,
Yutmoğraftaki paylaşımın ve katkıların için çok teşekkür ederim. Zira bu paylaşımlar benim için gerçekten çok değerli. Gezide hepimizin gördüğü ve öğrendiği farklı farklı şeyler var ve bu tip paylaşımlarla bu bilgiler çoğalarak zenginleşiyor. Yutmoğraf benim ve bir çok kişinin hazine sandığı ve burada çoğalıp, başka insanlara ulaşıyor. İlgin ve paylaşımların için tekrar teşekkür ederim sevgili yol arkadaşım.
02 Mayıs 2016 Pazartesi, 18:31 at 18:31
Sevgili Başak
Unutulmaz gezimizi harika fotoğraflarla yorumlamaya başlamışsın; ellerine sağlık 🙂
Mekong nehri Güneydoğu Asya’nın hayat damarı ve deltasısı – Dokuz Ejder Deltası da unutulmazdı.
Ve tüm coğrafyayı doyuran balıkları her yemeğimizi şenlendirdi 🙂
03 Mayıs 2016 Salı, 20:29 at 20:29
Başakcım sabırsızlıkla bekliyorum…
04 Mayıs 2016 Çarşamba, 08:14 at 08:14
Başakcığım,
Çok keyifliydi okumak ve fotoğrafları izlemek..
Sevgiler
Beyhan
04 Mayıs 2016 Çarşamba, 10:15 at 10:15
Başakcım hoşgeldiiiiiiiin!
Sepetleri doldurmuşsunuz yine kare kare, renkahenk..
Teşekkürler, sevgiler
04 Mayıs 2016 Çarşamba, 19:19 at 19:19
Sevgili Başak, yaşadığım talihsiz düşüşten sonra sayfana yeni girebildim. Vietnam’ı hep beraber gezdik ama aynı şeyleri görebildik mi? Sanmıyorum! Şimdi okuyunca ben ne güzel şeyler görmüşüm diyorum. Bakış açını ve tabi ki güçlü kalemini bizlerle paylaştığın için teşekkür ediyorum
04 Mayıs 2016 Çarşamba, 22:46 at 22:46
Melek, Yasemin, Pınar,
Sizilerle 14 gün çok yol katettik, çok şey paylaştık… Yutmoğraf’daki paylaşımlarınızın da benim için değeri başka… Paylaşımlarınız için teşekkürler.
05 Mayıs 2016 Perşembe, 10:06 at 10:06
Umarim Kambocya’da vardir planlarinizda. S21 soykirim muzesini mutlaka gorun. Burasi daha once Kimmer’lerin zavalli gencleri oldurdukleri hapishane. Hapishane muduru ayni zamanda fotograf sanatcisiymis. Butun genclerin oldurulmeden bir dakika once fotograflarini cekmis. Fotograflarda sergileniyor. Oldurulen insanlarin kemikleride ayri bir yerde duruyor. Ve de iskence odalari. Insanin ne kadar zalim oldugunun bir kaniti daha. Hem keyifli hem huzunlu bir gezi. Sevgiler.
05 Mayıs 2016 Perşembe, 10:13 at 10:13
Merhaba Sevgili Gülgün 🙂
Kamboçya’yı da S21’i gördük. Gezi Vietnam, Laos ve Kamboç’yayı kapsıyordu. Yazı dizisini gezi güzergahına göre düzenledim. Kamboçya son ülkeydi. Dolasıyla S21 son bölümde yer alacak.
05 Mayıs 2016 Perşembe, 14:49 at 14:49
Yoğunluktan anca bakabildim..Yemeklerin güzelliğine şaştım! Tadları da görüntüleri kadar güzel anladığım kadarıyla… Çok heyecanlı, tempolu ve dolu bir gezi olmuş. Ne güzel 🙂
06 Mayıs 2016 Cuma, 05:45 at 05:45
Hoş geldin Başak’cım:)
Harika bir gezi olmuş.Saigon sokakları ,yemekler ,fotoğrafların ve anlatımınla alıp götürdün beni de oralara çok beğendim.Devamını bekliyorum merakla
23 Mayıs 2016 Pazartesi, 11:20 at 11:20
Vejeteryan seçenekleri de bolca varmış:))