“Mİ”li Günler (Son)
Bir tatil, düğün, yılbaşı, doğum günü, bayram ya da en basitinden bir arkadaş toplantısı yaptığımızda, arda kalan paket kağıtları, boş tabaklar, bir çanak çikolata, yarım kalmış içkiler, sanki o hazırlıklar hiç yapılmamış gibi çöpe giderler.
Dilek, yavrularını sahiplendirdiği anne kedinin benim “Mİ”lerime analık yapabileceğini söylediğinde bir yılbaşı gecesinin artıklarını toplar gibi hissettim.
“Mİ”lerim başka annenin yavruları olacaktılar.
Kutuları, battaniyeleri, pamukları, biberonları ile onları yeni annelerine teslim ettim. Yeni süt anne onları yalarken mutlu oldum, bir yandan da ….
Dilek araya girdi. “Sen git abla” dedi.
Gittim.
17 Temmuz 2014 Perşembe, 19:08 at 19:08
isim vermiş miydin kedilere? yoksa çok alışmamak için vermemiş miydin? ben bazı fiziksel özelliklere ve/veya davranış şekillerine göre isimler veririm hayvanlara olduğu kadar insanlara da, burnu kara, kırmızı göz, kesik kulak, salata kafa, yaşlı cadı, iskeletor sokrat, vs.. xoxo
18 Temmuz 2014 Cuma, 12:41 at 12:41
Onların hepsinin adı “Mİ” idi. Özel isimleri yoktu.
Sonradan aşı yaptırmaya götürdüğümde defterlerine isim olarak “mi” ve “marti” yazdırdım. “Marti” mart ayında bulduğum için. Diğer ikisinin defterleri olamadı. Onlar kedi meleği oldular.
İsim takmaktan ziyade var olan isimleri çekip çarpıtıyorum. Adı Uğur olan kedime “igi”,”pigi”, “pigle” falan diye sesleniyorum; hepsine de dönüp bakıyor şapşi.