Deniz Kokusu Getiriyorum
Ne kadar uzun zaman olmuş Derindive ile dalışa gitmeyeli… Bu sabah dalıştan döndük ve ben bilgisayarın başına oturdum. Masa ve sandalye sallanıyor… Bu da uzun zamandır tekne üzerinde olmadığımın bir kanıtı 🙂 Yetmiyormuş gibi bir de dışarıda şakır şakır yağmur yağıyor… Bırak o canım havayı, dön gel… Olacak iş mi!
Koca bir otobüs dolusu denize aşık insanla yola çıkmak… Ben henüz kışın soğuğunu üzerimden atıp, dalış moduna giremediğim için dalmayacağım ama denize gidiyor olmaktan dolayı heyecanlıyım. Ankara’dan bulutları ardımızda bırakarak ayrıldığımız için (ahanda yanda göründüğü üzere) Bodrum’a vardığımızda gördüğümüz bulutsuz gökyüzü ve pırıl pırıl güneş, hepimizi keyiflendirdi. Bir de İstanbul ekibini tam kadro (Güliz, Sema, Burçak ve Müge) karşımızda görünce daha da keyiflendim. Ardında Sarıgül ailesi tam kadro geldi ve derken İzmir’den Aydın. Hepsi de uzun zamandır görmediğim arkadaşlarım. Ne güzel oldu, nasıl da özlemişiz birbirimizi.
Kahvaltıdan sonra tekneye doğru yola çıktık. Ekip büyük olunca (sanıyorum 50 civarındaydık) tekne de büyüktü. Yine de tekneyi maksimumda kullandık diyebilirim. Zaten fotoğraflardan da anlayacaksınız.
Evet tekne hareket etti artık gidiyoruz. Arkamızda karayı bıraktık. Denizi köpürte köpürte yol alıyoruz. Ön taraf ışıl ışıl. Yelkenliler kaplamış denizi. Önümüzden süzülüşlerini izliyoruz 🙂 Teknenin burnundan ufka bakarken bir şarkı iyi gider ne dersiniz?
http://www.youtube.com/watch?v=6ffTZV0D87w
Bu kadar keyif yeter. Daha 6 Paketimiz var açılacak… Paket, Boğaçhan Hoca’nın koyduğu bir deyim. İlk defa dalış yapacak olan bir yıldız dalgıç adaylarına “paket” diyoruz. 1* dalgıç adayları eğitim dalışını yaptıktan sonra paketleri açılmış ve dalgıç olmayı haketmiş oluyorlar. Bir de 2* dalgıç adayları vardı. Onlar da eğitim dalışlarını tamamladılar.
Aslında her ikisi de birbirinden zevkli. Ben en çok paket açmayı seviyorum. Ama 2* eğitim dalışlarında derin dalış sınavının sorularını hazırlamak da ayrı bir keyif tabii. Fakat bu sefer ne yazık ki hiç birine katılamadım. Çok istememe rağmen, deniz suyu sıcaklığı ve Hindistan’dan döndüğümden beri bir kaç haftada bir tekrarlayan hastalık halim beni bu keyiften mahrum kıldı. Yine de denizin üstünde olmak, onun kokusunu duymak bile çok güzeldi.
Bu dalıştaki paketler de o kadar sevimlilerdi ki 🙂 Suya ilk indiklerinde, yüzlerindeki ifadeleri tek tek gözümde canlandırabiliyorum. Ama ne yalan söyleyeyim ah keşke ben de inebilseydim diye çok geçirdim içimden… Boğaç her biri ile tek tek ilgilendi. Hepsi de başarıyla dalışlarını yaptılar. Volkan, Özlem, Tuba, Yıldız, Yasemin ve Didem hepinizi tebrik ediyoruz ve aramıza hoşgeldiniz diyoruz. Bu mavi dünyada keşfedecek o kadar çok şey var ki… 🙂
2*’lar ise harikalar yarattılar. Bir kere navigasyonları çok iyi geçti. Hepsi kayıp balığın adını biliyorlarmış buna çok sevindim 🙂 Ayşe’cim matematikte yeni bir çığır açtı 🙂 Bu arada Kırk küpün kırkının da kulpunun kırık olduğunu öğrenmeyen sanırım kalmadı 🙂 Ama onlar soruları yanıtlarken aşağıda olmak vardı. Ah neden aklıma gelmedi yazı tahtalarının fotoğrafını çekmek ! Oğuz çok eğlenmiş çıktığında teknedeki muhabbeti dinlemeliydiniz 🙂 Ne teknesi daha suyun yüzüne çıktıklarında kahkahaları sarmıştı ortalığı 🙂 Ayşe, Emre, Volkan, Sedat, Fatma, Orkun, Kadriye ve Kaan yıldızlarını birer tane daha arttırdılar… Onları da tebrik ediyoruz.
Bu arada teknenin 2 küçük yıldızından söz etmeden geçemem ! DİLARA ve DEFNE 🙂 İkisi de varlıklarıyla tekneye neşe kattılar. Dilara babasıyla kısa bir dalış bile yaptı. Ve neredeyse hiç sudan çıkmadı 🙂 Defne, turuncu saçlarını uzatmış, özlerini iyice maviye boyamış sakin sakin otururken teknedeki herkesin saldırısına uğrayınca çığlığı bastı 🙂
Güzel bir hafta sonu oldu. Benim için en ilginç yanı, yutmoğrafı takip eden arkadaşlarla yüz yüze görüşme imkanı oldu 🙂 Ayrıca teknede de çok güzel zaman geçirdim. Genellikle arka platformdaydım ve neredeyse hiç kendi kendime kalamadım. Ama yine de herşeyi o kadar özlemişim ki tekne için mp3’üme özel yüklediğim müzikleri bile ancak dönüş yolunda, herkes uyuduktan sonra dinleyebildim.
İki gün çabuk ama dolu dolu geçti. Tekne dönüş yoluna girdiğinde, güneşin denizin ve gökyüzünde bıraktığı iz ise hep biraz hüzünlü görünmüştür bana…
Dönüş yolu ise ayrı bir hikaye 🙂 Benim onu anlatmaya gücüm kalmadı 🙂 Ama Oğuzhan bugüne kadar böyle keyifli bir dalış dönüşü yaşamadım dedi. Varsın o anlatsın onu da 🙂
Bırakıp o canım denizi yine dönüyoruz ya… Bülent Ortaçgil kadar güzel ifade edemeyeceğime karar verdiğim için sözü ona bırakıyorum. Deniz Kokusu Getiriyorum;
http://www.youtube.com/watch?v=VoDxnUqToRw
Diğer fotoğraflar için;
http://groups.yahoo.com/group/derindive/photos/album/687403099/pic/list
28 Mayıs 2012 Pazartesi, 14:41 at 14:41
varmı böölee bişey.. bende oradaydım.. niye senin anlattıklarını ben göremedim.. :))) yanii kaçırdıklarımızı yakalayarak kiii … senin uzmanlığın bu zaten… güzel anlatmışsın.. tabiki biz 3 yıldızlar olarak her ne kadar bizden (savaş, fatih, osman, gökhan) bashetmemişsen dahiiiiii gene kalemine sağlık.. :((
diğer taraftan.. web sitesi için açılış yazını bekliyorum.. ayrıca yazacağın köşenin nick name inide unutma.
savaş :)))
28 Mayıs 2012 Pazartesi, 14:55 at 14:55
Sevgili Savaş,
Gönül ister ki herkesten tek tek bahsedebileyim. Ama bu sefer çok kalabalıktık ve ben de önceliği 1* ve 2* adaylarına verdim. Bu seferlik affet tamam mı? 🙂
28 Mayıs 2012 Pazartesi, 15:06 at 15:06
Ahh o gemide ben de olsaydım…
28 Mayıs 2012 Pazartesi, 15:08 at 15:08
Süper eğlenceli, kocaman bir grup 🙂 Teşekkürler Başak Hocam kıskanmadım dersem yalan olur. 🙂
28 Mayıs 2012 Pazartesi, 15:29 at 15:29
Çok güzel başak. eline emeğine sağlık. orada gelecek sefer dinlenebilecek bir parça da benden….
http://www.youtube.com/watch?v=XgjiRASfKK4
28 Mayıs 2012 Pazartesi, 15:59 at 15:59
Bodrum…Uğruna binlerce beste yapılan bir o kadar şiir yazılan aşkın ve romantizmin odağı….
Katılmadığın dalışı çok güzel anlatmışsın.
Bülent Ortaçgil’in “solosunu” en çok beğendiğim şarkılarından birisidir…
Teşekkürler…
Ellerine ve kocaman yüreğine sağlık 😉
28 Mayıs 2012 Pazartesi, 17:07 at 17:07
Basak Hocam ,
Bodruma gelemedim ; ama sayende gitmiş kadar oldum. Gunlerdir yogun olan islerimden sonra, senin guzel yazın ve fotograflarınla stress atarak keyiflendim. Muzik ise kaymaklı kadayıf oldu..Tesekkur ederim ..
28 Mayıs 2012 Pazartesi, 20:39 at 20:39
Başak’cım nolur şu dalışlara daha sık git 🙂 biz gidemesek de öyle bir anlatıyorsun ki… ben de oradaydım diyesim geldi. Şairin de dediği gibi:
Denizi özledik denizi
Denizin alçalıp yükselişini
Külrengi günlerde uçuşan
Ak martıları
Büyük sessizlik içinde
Geceye doğru
Aydınlık, ılık
Denizi özledik.
Cevat Çapan
Denizin kokusunu getirdiğin için sağol.
28 Mayıs 2012 Pazartesi, 22:58 at 22:58
Masa ve sandalyenin sallanması bu yüzdenmiş demek 🙂
Başakçım anca bakabildim; hem biraz dalış terminolojisi kaptım :p hem de fotoğraflardaki o berrak mavilikte biraz gözüm gönlüm açıldı… Yüzmeyi, denizi çok severim ama hiç dalmadım; yine de ne kadar eşsiz bir deneyim olduğunu tahmin edebiliyorum. Suyun altında, bambaşka bir dünya.. Üstelik sınavları da pek ilginçmiş 😉 Kısaca, çooooook keyifli ve insanda bambaşka hisler uyandıran bir şey olduğu açıkça görülüyor…Üstelik bu enerjine de HAYRAN KALDIM…Hep sürmesi dileğiyle…Tabii bir de geçmiş olsun, en kısa zamanda tamamen iyileş! 🙂 Yeni maceralarda buluşmak üzere 😉
29 Mayıs 2012 Salı, 08:09 at 08:09
Supersin Basak…. Gozlerine ve Yuregine saglik
29 Mayıs 2012 Salı, 11:11 at 11:11
Başak Hocam elinize sağlık!
Bir sonraki dalışta görüşebilmek dileğiyle…
29 Mayıs 2012 Salı, 11:58 at 11:58
Başak Selam;
Sana Yeni Türkü’nün en sevdiğim şarkılarından birisini yolluyorum.
Meral Özbek geçen günleri ne güzel anlatmış….
Sevgilerimle
http://www.youtube.com/watch?v=7rjiRUmFhkc
GÜNEBAKAN
Evvel zaman içinde dostlar
Ağaçlara ev kurardık
Tatlı bir düş içinde
Bir yere bir göğe bakardık
Gönlümüz kuş gibiydi dostlar
Dünyaya kanat açardık
Tutsak değildik zamana
Başına buyruk yaşardık
Çocuklardık, parlak yıldızlardık o zaman
Ay büyülüydü yakamoz deniz
Ardından koştuğumuz o baharlar
Çocuklardık, parlak yıldızlardık o zaman
Artık dönemesek de geriye
Ardından koştuğumuz o zamandır
O zaman bu zamandır dostlar
Ne ister neyi özleriz
Denizini arayan
Akarsulara benzeriz
Pencereler bırak açık kalsın
Geceleri yağmurlar yağsın
Günebakan düşlerimiz
Yağmur sesiyle çoğalsın
29 Mayıs 2012 Salı, 14:22 at 14:22
Başaaak! fotoğraflar, anlatımın, çocuklar, en çok da seçtiğin müzikler… Hepsi bu kadar mı güzel olur. Güzel arkadaşım özlemle öpüyorum.
29 Mayıs 2012 Salı, 14:47 at 14:47
Suyun altina ilk kez kopya ceken gordum hem de iki kisi!!!
O donusu ben nasil anlatayim! Sadece otobusu ortadan ikiye ayiriyorduk diyebilirim. Muhtesem bir donustu. Bogachan hocam tesekkurler sana, ani tekrar yasattigin icin sana da kayip balik nemo Basak…
29 Mayıs 2012 Salı, 18:22 at 18:22
Kıskanmadım ama imrendim doğrusu 🙂 Deniz yerine Mogan ve Eymir’le avunurken Ankara’da, yazdıklarını okuyunca küçüklüğümün Didim’e giderken burnuma çalan iyotla karışmış güneş kremi kokusu geldi 🙂 Didim’e daha epeyce mesafe olmasına rağmen ya benim burnum çok hassastı ya da içimdeki öğrenilmiş deniz kokusunu duyduğumu sanıyordum…evet özledim o güzel deniz kokusunu…ne güzeldir şimdi Akbük, ne güzeldir şimdi Akbük’ün reçine kokulu, kekik kokulu dağları…bir o kadar da sessiz…çok kötü oldu bu çok…yemyeşil Yılanlı Ada, koyun içine doğru uzanmış, elinde biraları olan ziyaretçilerini bekliyordur en davetkar hâliyle…Ankara’dan kaçma zamanım çoktan gelmiş, burnumun direği sızladı resmen…
29 Mayıs 2012 Salı, 21:04 at 21:04
Yutmoğraf çok cici :)) sizle olmak çok güzeldi ….yeni yazılarınızı, yeni dalışları 4 gözle bekliyoruz diyebilir miyim :))
Artık 1 * Tuğba
29 Mayıs 2012 Salı, 21:36 at 21:36
🙂
Oguzhan hocam kalici birseyler yasatmis/yasamis ki adi defalarca geciyor
30 Mayıs 2012 Çarşamba, 22:01 at 22:01
Sevgili Oğuz Hocam,
Ne güzel demişsin yaşatmış/yaşamış diye, doğru söze ne denir?
Başak Hocam,
Ben Dilara ve Defne’nin sizdeki diğer fotolarınıda istiyorum, eminim bi sürü vardır :))
01 Haziran 2012 Cuma, 12:38 at 12:38
biz yine işe güce dalmışız, ancak bugün bakabildim başak. yine harika bir gezi yapmışsın tebrik ederim, ne güzel anılarına anı katıyorsun, allah devamına erdirsin 🙂