Yutmi

Archive for the ‘Gezi’ Category

Van’a yolculuk

Çarşamba, Mayıs 29th, 2019

Van’a ilk seyahatim. Van’a yolculuk… Vurgusu sanki aya yolculuk der gibi değil mi? Belki de bende öyle bir çağrışım yaratıyordur. Zira öyle bir kaç şey gördüm ki aya gitsem beni ancak o kadar şaşırtırdı herhalde. Küçük havaalanı beni şaşırtmadı. Küçük ama düzenli göründü gözüme. Bununla birlikte konaklayacağımız otele geldiğimizde yüzüme manalı manasız bir sırıtış yerleşti. İşte şimdi şaşırmaya başlamıştım. Kahkahalarla gülmek geliyordu içimden ama yakışık almaz deyip bastırıyordum. Üstelik Ankara’da ya da başka büyük şehirlerde de buna benzer hatta bin beter ne manzaralar var… İstanbul’da olsa bir nebze daha anlaşılabilir belki hani Bizans dönemi ile ilişkilendirmek açısından filan… ama içiiii, dışıııı… sanırım mesleğin getirdiği bir bakış açısı olsa gerek gördüklerim karşısındaki duygularımı kontrol etmekte zorlandım. Bari buraya yazayım da kafaya takmaktan kurtulayım dedim. (daha&helliip;)

Hey müstantik müstantik

Salı, Şubat 19th, 2019

Geçtiğimiz hafta sonu Kastamonu, Daday ve Sinop’taydık. Kastamonu’ya üçüncü, Daday’a ikinci (içine ilk), Sinop’a üçüncü gidişim. Yutmoğraf’ı şöyle bir taradım, Kastamonu hakkında da Daday hakkında da bir yazı yazmamışım. Daday’da bir at çiftliğinde kaldığımızı hatırlıyorum da Kastamonu hakkında pek bir şey hatırlayamadım. Ilgaz’ı saymıyorum o kayak merkezinde idi. Belki de bulamadım, zira yazılarıma öyle başlıklar atıyorum ki yazının içinde geçen bir durumla çok ilgili ve vurucu olabiliyor ama sonrasında da bul bulabilirsen. :)) (daha&helliip;)

Yüzünde ne pudra ne boya

Salı, Ocak 1st, 2019

Belki biliyorsunuz, belki bilmiyorsunuz ama ben yeni öğrendiğime göre benim gibi bilmeyen de olabilir, işte onun için paylaşmak istedim. (daha&helliip;)

Bir şehrin söyledikleri

Çarşamba, Aralık 19th, 2018

Hatay’dan döneli üç hafta bile olmadı ama peşi sıra gelen Kapadokya çekimleri, Cermodern’deki sergiler derken Ankara Kalesi’ndeki gecekonduların üzerine Servet Abi’min verdiği metal talaşları da eklenince -ve de yanımda Yutmi Cunyır da olunca- oldu olanlar… Yazılacak yazılar ve düzenlenecek koca bir fotoğraf yığınının içinde kalakaldım. İşte bunun için Antakya’nın ikinci bölümünü yazmaya ancak başlayabildim.

Neyse ki ilk yazıyı kotarmıştım. :)) Bu giriş biraz “sevgili günlük” tadında oldu ama olsun, alışmışsınızdır artık bu hallerime. Zaten Yutmograf biraz da öyle bir yer benim için. Herkese açık günlük “gibi”. :)) (daha&helliip;)

Bir ayarsız, bir deli nehir ve bir barış kenti

Pazartesi, Aralık 3rd, 2018

deniz misali cömertlik,

güneş misali şefkat,

toprak misali tevazu.

Ayarsız insanlar tanıdım hayatımda. Bir şeyi ya çok yapar ya da hiç yapmazlar. Ortası pek yoktur. Eğer ayarsızlığı karşısındakine dokunuyorsa, kimisi akıllara zarar-ziyan, kimisi yüreklere… Ben de az ayarsız değilim hani. (daha&helliip;)