Kızılcahamam’ın Renkleri
Pazartesi, Eylül 6th, 2010Eve gelir gelmez yutmoğraf makinemin pilini şarja takıp, dün yaz uykusundan uyanan salyangozlarıma marullarını verdikten sonra, kendimi sıcak duşun altına attım. Duş teknesinden akıp giden yalnızca toz, su ve sabun değildi. Nasıl tarif edeceğimi bilemediğim tuhaf bir şeyin de ayak, bacak ve sırt kaslarımın arasından süzülüp, duş teknesinin süzgeç deliğinden aktığını hissettim. Duştan çıktığımda biraz daha rahatlamıştım ama şöyle güzel bir masaj da şahane olurdu doğrusu 🙂 Fiziksel olarak canıma okuyan ama ruhuma şifa bir günün ardından, acaba yarın yürüyebilecek miydim diye söylenerek, bilgisayarımın başına geçtim.
Bana ne mi oldu? (daha&helliip;)