Yutmi

Archive for the ‘Gezi’ Category

Hindistan’a Yolculuk .I.

Cuma, Şubat 17th, 2012

 

Savaş ilmi, bir kişiyi basitçe saf diktatörlüğe yöneltir. Şiddet karşıtlığının ilmi ise saf demokrasiye ulaştırır… Sevgiden kaynaklanan güç, cezalandırılma korkusundan kaynaklanandan binlerce kat daha etkili ve kalıcıdır…

                                                                                                   Gandhi

Hayranı olduğum, Hindistan ve Hindistan bağımsızlık hareketinin siyasi ve ruhan lideri, satyagraha* felsefesinin uygulayıcısı Mahatma (Yüce Ruh) Gandhi’nin ülkesine gidiyorum. (daha&helliip;)

Çanlıdere ve Yutmoğraf’ın Aşkı

Pazartesi, Ekim 24th, 2011

Dostlarımla geçirdiğim bir güzel cumartesi gecesi sabahın erken saatlerine kadar uzamıştı. Doğa yürüyüşüne gitmek için telefonumun alarmını 6:30’a kurup yattığımda, saat 3:30’u bulmuştu. Normal şartlarda, böyle bir gecenin ardından, sabahın erken saatinde uyanıp bütün bir gün sürecek dağ tepe yürüyüşüne gitmek, bir çok kişi için zahmetli ve keyifsiz görünebilir. Ancak (daha&helliip;)

Yedigöller’de Beş Silahşörler

Pazar, Ekim 16th, 2011

Eve döndüğümde ilk iş kendimi sıcak bir duşun altına sokmak oldu. Duş teknesinin deliğinden; iki günün yorgunluğunu, şömine ateşinin bütün bir gece usuldan usula saçlarıma işleyen dumanını, mangalın isini, bir de gezinin sonlarına doğru yediğim soğuğu akıttıktan sonra bilgisayarımın başına geçtim. Fotoğrafların Yutmoğraf’dan bilgisayarıma aktarılmasını beklerken ben de iki günlük Yedigöller maceramızı yazmaya başladım. (daha&helliip;)

Çamlıdere’nin Turuncu Tavşanı

Pazar, Ekim 9th, 2011

Sonbahar için yapışmış güzel bir beste… Dinlemek için tıklayın; Sonbahar

Hava puslu, soğuk

Kırlar koyu, kırmızı

Saman sarısı, ölü yeşil

Kış gelmek üzere oysaki gönül

Kışa girmeye hazır değil

                                   Nazım Hikmet            

 

Sabah 6:30’da Yutmoğraf’ın sesiyle uyandım; “Başak çabuk kalk !” . Salondan var gücüyle bana bağırıyordu. (daha&helliip;)

Balta Girmemiş Ormanlarda Bir Pazar Günü :)

Pazar, Ekim 2nd, 2011

Bu pazar çok zor kalktım. Perşembe ve cuma akşamları çok geç saatte yatmış, 2-3 saatlik uykular uyumuştum. Cumartesi akşamı gittiğim “Bir Zamanlar Anadolu’da” filmi de gece yarısı bitince sabah kalkmam oldukça zor oldu tabii (Bu arada filmi görmeyene tavsiye ederim. Şimdi filmle ilgili düşüncelerimi buraya sıkıştırmayayım, zira üzerine çok fazla konuşulabilecek bir film) Ne diyordum; saati sabahın 7’sine kurmuştum ama yataktan kalkmam 7:20’yi buldu. Her bir dakika için nasıl pazarlık ettim anlatamam. Bu arada cep telefonunun çalar saati bir taraftan cırlar, Yutmoğraf diğer taraftan… Bütün bir hafta evde kapalı kaldı ya bağırır tabii, haklı… Neyse ki herşeyim akşamdan hazırdı. Üzerimi giyinip, kendimi sokağa atmam 5 dakikamı aldı ve Gökhan’lardan 10 dakika önce buluşma yerine vardım. (daha&helliip;)