Ben Giderum Batum’a
Pazartesi, Eylül 15th, 2014
Batum’a biraz geç geldik biliyorum… Eğer beklettiklerim varsa özür dilerim.
* * *
Sisli puslu bir güne uyandık. Macahel Karagöl’e uğradıktan sonra Hopa’ya devam edeceğiz. (daha&helliip;)
Batum’a biraz geç geldik biliyorum… Eğer beklettiklerim varsa özür dilerim.
* * *
Sisli puslu bir güne uyandık. Macahel Karagöl’e uğradıktan sonra Hopa’ya devam edeceğiz. (daha&helliip;)
Saat 7’ye kadar geride bıraktığım günün notlarını bilgisayara geçirdikten sonra dışarı çıkıyorum. Yağmur dinmiş. Buna seviniyorum. (daha&helliip;)
Sabahın 6’sında çalan bir telefon alarmı ile uyandım. Sadece ben değil, sanırım herkes uyandı zira hemen solumuzda kalan Ülkü ve Pınar’ın çalan saatle ilgili konuşmaları duyuluyordu. Hepimiz uyanmıştık uyanmasına da saatin sahibi uyanmamıştı çünkü saat bir kaç dakika sessiz kaldıktan sonra yine çalmaya başlıyordu. (daha&helliip;)
İlk horoz sesini duyduğumda saate baktım, altıydı. Bu kadar erken kalkmasam iyi olacak deyip geri yattım ama ne horoz susuyor ne de ben uyuyabiliyordum 🙂 Giyinip odadan dışarı çıktım. (daha&helliip;)
Kaptanımızı Ali, o dar ve toprak yollarda aracı çok başarılı kullanıyor. Şimdi gideceğimiz noktadan yapacağımız yürüyüşle Lekoban yaylasında konaklayacağımız yere varacağız. Sanırım artık gerçek treking yürüyüşleri başılıyor 🙂 Gürcistan’a adım adım yaklaşıyoruz. Eeee artık Gürcü müzikleri de dinlemeye başlayabiliriz.
(daha&helliip;)