O apartmana ilk girdiğimde anlamıştım yeni bir yolculuğa çıkacağımı.
Hepsi rahatımı kaçıran Fazlı yüzünden.
Nerden buldun da açtın o kutunun kapağını be adam…
“…
ama yolum çok, yolum çooook uzun
ama yolumda küçücük sokaklar…”
Geçen gün Dido sordu “Orta Amerika yazılarına devam etmeyecek misin?” diye. Edeceğim tabii ama Mardin üzerinden gidince yol daha da uzadı ister istemez… Hem arada memleket havası da solumak iyi gelir diye düşünmüştüm. O yetmiyormuş gibi bir de Ka girdi hayatıma şimdi… Tabii olacağı buydu biri bitmeden bir diğerine başlarsa insan ne olur… Orta Amerika için biraz da notlarıma güveniyordum aslında. Her neyse uzatmayayım bu sabah Orta Amerika yazılarımı toparlama kararıyla uyandım güne. (daha&helliip;)
“bir şey değil,
beni de baştan çıkaracaksın,
sen ne fena çocuksun.“
Orhan veli
Bu fena çocukları merak edenler devam edebilirler 🙂 (daha&helliip;)
Mardin Müzesi’nde bir Arkeopark.
Park’ın içinde de bir ebru atölyesi.
Atölyede Bahar hanım ebru yapar,
Ebru yaptırır küçüklere, büyüklere…
Açık büfenin pasta reyonunu bulur da çökmez mi Yutmi? Sildi süpürdü bütün renkleri mideye indirdi bizimki. Ebruli şarkısını da gazoz olarak katık yaptı yanına. Ne diyelim afiyet olsun küçük beye dedik, buyurun, birlikte olsun dedi 🙂 (daha&helliip;)