Yutmi

Bir an gülümsedi çocuk

Mart 16 2018

Bir elinde yarın öbür elinde dün
Erken ihtiyarlamaktan sanki biraz üzgün
Dünyanın haline bakıp güldü geçti

Bir sene önce bu günlerde kolumu kırmıştım. Ne kadar çok zaman geçti, ne çok olay, aradan… Yolgeçen Hanı açılalı beri ne kendimle ne de Yutmi Cunyır’la başbaşa geçirdiğim zaman yok gibi. Bu bir sitem değil ama özlem olmadığı anlamına da gelmiyor tabii… 🙂

Han’ı, Han’a gelenleri, Han’da kendimi keşfetmeyi seviyorum aslında, bununla birlikte doğaya ve sanata olan özlemimi de -aslında sanatın içindeyim bir bakıma bu Han’da- gün be gün arttırıyor. Edebiyat ve sanatla başbaşa kalmayı desem sanırım daha doğru olacak. Neyse ki Barış’ın sergisi beni doğaya, Sacit’inki de sualtına götürdü. Hem de ne güzel anlara, yerlere, detaylara götürdü. İyi ki Han’a geldiler de beni bir süre de olsa özlediklerimle buluşturdular. Çok teşekkür ediyorum ikinize de. Bununla birlikte şairin dizelerini de mırıldanmadan edemiyorum; “ben artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum”.

Yutmi Cunyır duygularımı anlamış olsa gerek ki bu sabah bana, kallk, kalk, kalk, kalk sanat fuarına gidiyoruz, dedi. Saat daha on olmamıştı ATO’nun kapısına vardığımızda. Almadılar içeri tabii. Bekledik ki saat on olsun. İçeri girer girmez bizimki Ukraynalı ressam Valentine Rekunenko’yu sordu bana. Sen nerden biliyorsun Rekunenko’yu dedim, Yutmi söylemiş, öyle dedi. Gözlerim doldu. En son Yutmi ile gelmiştik bu fuara. Fuar alanına girer girmez hemen solumuzda Rekunenko’nun bir tablosu durmuyor muydu! Derhal bir lokma yuttu bizimki. Bu Yutmi için dedi, ona göstereceğim bunu. Sonra başladı beni çekiştirmeye. Oysa ben biraz daha bu tabloyla kalmak ve her ayrıntıyı tek tek incelemek istiyordum. Rekunenko’nun eserleri, içine girmek istediğim resimlerden. Resmin içine girip yaşamımı orada devam ettirmek istiyorum resmen. Bu istek Selim Güventürk’ün ağaç evinde de oluyor, Maximo Laura’nın dokumalarında da. Ama neymiş vaktimiz azmış, zaten onu ilk defa sanat fuarına götürmüşüm, herşeyi görmek istiyormuş filan… Peki dedim, buyur dolaş bakalım. Bir taraftan da çok haklıydı çünkü gerçekten yalnızca iki saatimiz vardı ve bu fuara iki saat yetmezdi. Bizimki Yutmi gibi değil, aşırı seçici. Aslında seçicilik mi, yoksa Yutmi’den farklı kareler yakalama hevesi mi ben de şüpheye düşüyorum bazen. Sanki yeni ve farklı kareler yakalarsa benim onu daha çok seveceğimi düşünüyor gibi. Oysa ben ikisini de çok seviyorum ama Yutmi tabii ki ilk göz ağrım. Bu bacaksız onunla rekabete girmese iyi olur. Bununla birlikte Cunyır’ın dokulara karşı merakı ve yutma becerisi de galiba Yutmi’den iyi. Bir de malzemeleri çok seviyor. Hatta alttaki resimlerden birini tamamen kendi yaptı desem 🙂 Yani hiçbir sanatçıya ait olmayan bir kare var aşağıdakilerin arasında. Bunun hangisi olduğunu ve hatta ne olduğunu bilen bir tek Barış var.

En sondaki iki kareyi diyorsanız bilemediniz çünkü onları bilgisayarda oynayayım diye Cunyır özel olarak yuttu bana. Oysa benim bahsettiğim, her şeyiyle tamamen Yutmi Cunyır’a ait.

Neyse ben lafı uzatmadan size fikir verebilecek bir kaç kareyi paylaşayım, henüz görmediyseniz belki hafta sonu gitmek istersiniz. Bildiğim kadarıyla pazar günü son gün 😉

İzlerken dinlemeniz için ne müzik koysam acaba? Sonsuzluk ve bir gün diyor Yutmi Cunyır. Biraz hüzünlü belki ama yakışır…

“Bir an gülümsedi çocuk” için 13 Yorum

  1. Geçkin Gezgin Diyor ki:

    Başak’çığım,
    Neden bilmiyorum bana sanki 3. kare gibi geldi; gökkuşağı!!!!

  2. basak Diyor ki:

    =)) Bilemediniz Rüştü Abi”cim.

  3. Zeynep S. Diyor ki:

    Yutmi Jünyır’ın dokulara olan merakını, Aldous Huxley’in Algı Kapıları kitabındaki şu cümleleri okuduktan sonra çok daha iyi anlıyorum: “Uygar insanlar elbise giyerler. Bu nedenle, bol kıvrımlı kumaş tasviri olmadan hiçbir portre, mitolojik ya da tarihi resim yapılamaz. Bunun nedeni sadece terzilik sanatı olabilir ama bu, güzel sanatların ana temalarından biri olan kıvrım tasarımının gelişimini kesinlikle açıklayamaz. Açıktır ki sanatçılar kumaşları kumaş kıvrımları için sevmişlerdir…” :))) Sevgilerimle Yutmi Jr.

  4. Barış Koca Diyor ki:

    Sevgili Başak, sergiyle ilgili güzel sözlerin beni çok mutlu etti. Yolgecen Hani’na muhteşem ev sahipliği ve misafirperverliği icin tekrar tesekkurlerimi sunarım… Yutmi jr. ile yeni maceralara açılacağın kaçınılmaz olacagi anlaşılıyor? Umarım paylaşımlarına devam edersin?? Selam ve sevgilerimle…

  5. basak Diyor ki:

    Zeynep’im, Yutmi ve Cunyır’ın karelerini edebiyatla buluşturup yorumlamanı çok seviyorum. Bu da senin okuduklarını ne kadar içselleştirdiğini düşündürüyor her seferinde bana. Böylece bir bütün oluyoruz gibi geliyor bana. Paylaşımın için çok teşekkür ederim arkadaşım.

  6. basak Diyor ki:

    Barış’cım serginle ilgili ne yazdıysam içimden geldiği içindir ve bence bunu fazlasıyla hak ediyor o fotoğraflar… 🙂
    Gördüğümüz, okuduğumuz, duyduğumuz tüm güzellikleri, heyecanları eğer onları ifade edebilecek becerilerimiz, olanaklarımız varsa paylaşmanın mutluluğunun nasıl bir şey olduğunu bilenlerden olduğumuzu düşünüyorum 😉

  7. Dido Diyor ki:

    Kütük kesitidir.

  8. basak Diyor ki:

    Sen de bilemedin Dido’cum 😉

  9. basak Diyor ki:

    Sen de bilemedin Dido’cum 🙂

  10. nazım gümüşsoy Diyor ki:

    her zamanki harika anlatımına bayıldım başak. ben sergiye istanbul’da olduğumdan gidemedim. ne yapalım gelecek sefere.
    hep sağlıkla kal….

  11. sacit Diyor ki:

    🙂 demek ki amacına erişmiş fotoğraflar, ne güzel…
    hem asıl ben teşekkür ederim, iyi ki varsın ve ne iyi ettin

    sevgiler

  12. Fulya Uzer Başgül Diyor ki:

    Sevgili Başak,
    Neredeyse 3 aydır hemen hemen her gün “bugün yutmografta ne var” diye bakıyorum. bir kaç gündür bakmamıştım bu sabah bakınca öyle sevindim ki anlatamam. Çok özlemişim güzel anlatımını ve paylaşımlarını, teşekkürler. Acaba Jünyır’ın çektiği 8. kare mi?:)

  13. basak Diyor ki:

    Eveeeeet !!! 🙂 8.kare !!! Madem bildin, açıklayabilirim o zaman ben de; o kare fuar alanındaki halısız boş, betonarme zemine ait. Üzerindeki çizgi ve lekeler ise daha önceki halıların kirlenmiş yapışkan izleri 🙂
    Bu arada Yutmograf, hakkında söylediklerin için çok mutlu olmuş, öyle dedi. Tabii ben de… Çok teşekkür ederiz. 🙂

Yorum Yazın