Yansımalar, yansıtmalar, soyutlamalar, soyutlanmalar…
Nasıl da özlemişim…
Sanki yıllardan beri ilk defa dalışa gidiyormuşcasına özlemişim…
Başka türlü kimse beni 18 derece suya sokamazdı 🙂
Bodrum’da deniz suyu bu mevsimde, Çanakkale kadar olmasa da oldukça soğuk olur. Ama olsun. Nereye daldığımızın da önemi yok. Umurumda da değil, dalacağım ben… Oysa daha Tunus’a gelene kadar kendimle pazarlık halindeydim. Dişetlerimden olduğum ameliyatı bile bahane etmeye çalışıyordum kendime. Ekipmanları yüklenmiştim yüklenmesine de dalmasam da olurdu. Ekipte 14-15 kişiyiz. Böyle küçük ekiplerde de dalmak daha keyifli olur. Bir tane paket var. O da güzel 🙂 Bildiğin kafa dalışı yapılacak ortam hazır. Teknede de bizden başka bir iki kişi daha var. Eh daha ne olsun. Dalmayan davul olsun… 😉
Yutmi de tutturdu ben de ben de diye. Ama onun için ısı gerçekten çok düşük. Yine de Oymak Başı’nın uyarısı üzerine housing yanımda neyse ki. Bugün ben dalayım, yarın da seni daldıracağım söz dedim. Normal şartlarda surat asabilirdi, ama baktı ki ben gerçekten dalışı özlemişim ve dalacağım diye üstüme başıma geçirmediğim şey kalmadı ( Deliği tamir edilmiş 5mm.elbisenin üzerine 5 mm şorti, içime içlik ve Sarıgül’den de bir başlık bulup geçirdim kafama ki 3mm elbiseden başka elbise giymekten nefret ederim 🙂 ) ilk gün için bana ısrar etmedi. Tekne üstündekileri yutmakla yetindi. Neyse ki yuttuklarıyla öyle eğlendi ki ben de onu daldırmadığım için vicdan azabı duymadım. Zaten ekip aldığım zaman benimle gelemeyeceğini biliyor.
İlk günün ilk dalışını büyük reef’de yaptık. Canlı bakımından çok keyifliydi. Benim ekipte Adnan ve Duru vardı. Duru’da ağırlık sorun olunca biz Adnan’la devam ettik, Duru da bir sonraki gruba takıldı. Zaten gruplar en fazla 3-4 kişiden oluşuyordu. Orfozdan akyaya, lagostan baraküdaya kadar herşeyi gördük. Aslında ne gördüğümüzün bile önemi yoktu benim için, sualtında olmak yetiyordu. İlk dalışlar bittikten ve yemeklerimizi de yedikten sonra -ben de dahil- hepimiz bir uyumuşuz ! Hani tosur tosur uyumak diye bir deyim vardır ya, işte onun hakkını vere vere… Kanıtları da altta 🙂 Bu da Bodrum dalışından insan manzaraları.
İkinci dalış sahil güvenlik batığına oldu. O da güzeldi. Ve nihayet bugünün sonunu getirmiştik. Dalış sonrası birer bira içmek adet olmuş artık 🙂 eh tabii biz de gelenek ve göreneklerimize bağlıyızdır. Paketler hariç dalış öncesi içilen bir biradan zarar gelmez. Tabii 1 bira diyorum “dikat” “dikat” !! :))
Soğuk, temiz hava ve belki de hızlı iklim değişikliği öyle yormuş ki beni, saat 21:30’da uyuyakaldım. Ertesi gün için Yutmi’ye sözüm var onunla dalacağız. Ama o dalmak değil de yüzeyde durup bubble ve dalgıç yutmak istediğini söyledi. Nasıl istersen dedim. Küçük bey Kızıldeniz’de daldığından beri bizim suları pek renksiz buluyormuş :)) Geniş açı da yok ya… Bu da biraz bahanesi bence. Ona aslında makro bişeyler yutturmak lazım… Kısmet…! 🙂
İkinci günün ilk dalışını da küçük reef’e yaptılar. Biz de onları yukarıda kuş bakışı takip ettik. Sonra soyutlamalar yaptık beraber… Yutmi en çok sualtındaki görüntüleri birşeylere benzetmeyi sevdi. Bakalım siz de onun gördüğü ejderhayı (belki de deniz atı), aslanı, deniz canavarlarını ve güneş ışığı yiyen balıkları görebilecek misiniz?
Şimdilik bu kadar ama bu sene daha çok dalışa gitmek istediğimiz kesin. Çünkü Yutmi bir çocuk yazı dizisi hazırlamaya başladı. Bu hafta içinde sizlerle onu da paylaşacağız. Ve küçük dostlarımıza anlatacak çok şeyimiz var. Tabii bunun için de yeterli görsele ihtiyacımız olacak… 🙂
Bu yazıyı bitirmeden önce aramıza yeni katılan ve paketi açılan Yavuz’u da tebrik ediyor ve birlikte keyifli zamanlar geçirdiğim tüm ekibe de buradan teşekkür ediyorum. Boğaç hocam, sana da bir kaç sözüm var; sen dalış camiasında tanıdığım en özel insansın. Senin grubuna katıldığım ilk gezide de bunu hissettirmiştin, bu sefer de benzer duyguları yeniden hissettim. Sağol…
Bir dahaki dalışta görüşmek üzere…
06 Mayıs 2013 Pazartesi, 16:34 at 16:34
Başaaaaak BA-YIL-DIMMM fotoğraflara , özellikle uyuyan güzellere….
06 Mayıs 2013 Pazartesi, 16:38 at 16:38
Hocam bir bakış fotosunu çaldım, facebook’a kapak bile yaptım 🙂
06 Mayıs 2013 Pazartesi, 16:57 at 16:57
Yansımalar da, soyutla(n)malar da çok hoş, elinize sağlık!
06 Mayıs 2013 Pazartesi, 17:52 at 17:52
Başak Hocam, tek kelimeyle “HARİKASIN”
Fotoğraflar süper, ama kalemin daha da süper.
Paylaşımın için çok teşekkürler 🙂
06 Mayıs 2013 Pazartesi, 19:27 at 19:27
Teknemizin muazzam fotosu için teşekkürler. Arakladım, sağda solda kullanıciim. Lütfen helal edin :)) sevgiler, Yener
06 Mayıs 2013 Pazartesi, 21:44 at 21:44
Başak’ım, Yutmi ile yine harikalar yaratmışsınız….İnanılmaz farklı bir bakış açın var…Hele bazı fotograflara bakmaya doyamadım…İkinizinde emeğine sağlık:-)
06 Mayıs 2013 Pazartesi, 22:54 at 22:54
hepsi birbirinden guzel bakmaya dalmaya doyamıyor insan 🙂
özellikle de gözümden kacmadı yelkenler superrr…. kelimelerine ve gözüne saglık
nispetiniz görüldü efenim… suprizlerime hazırlanın ve bekleyin :)) ınınıınnnnn
06 Mayıs 2013 Pazartesi, 22:56 at 22:56
Nedeyim sana bilmem ki.. yazdigin bu keyifli yazilara, konulara, resimlere artik soyleyecek iyi Kelimeler lugatta bitti.. ozetle kameranin deklansorune estanteneler ile olusturdugun hikayekerine saglik. .
07 Mayıs 2013 Salı, 07:13 at 07:13
Arkadaşlar paylaşımlarınız için hepinize teşekkür ederim. Gerçekten dalış dünyası bana çok şey öğretti. Herşeyden önce kendi bedenimin (ve de ruhumun) bilmediğim yönlerini öğrendim. Akıntıya rağmen gideceğim yere ulaşmayı, nerede ne zaman gerekiyorsa dalışı bırakıp yüzeyece çıkmam gerektiğini öğrendim. İlk defa suya inen insanın gözlerinde, insanın en saf, en temiz halini -içinde sakladığı çocuğu mu demek lazım- gördüm. Ve daha neler… Bundan bile upuzuuuun bir yazı çıkar. Çünkü tüm bunlar hayata dair imgeler aslında. Ve bunları doğru okuduğunda (ya da okumayı başardığında 🙂 ) çok şey öğreniyor insan. Beni bu işe bulaştıran başta Oğuzhan olmak üzere tüm eğitmenlerime ve bana bu hayatta katkı sağlayan, bilerek, bilmeyek 🙂 ufkumu genişleten herkese teşekkür ederim.
07 Mayıs 2013 Salı, 06:35 at 06:35
Başak ile Yutmi bir araya gelince, sanat oluyor, belge oluyor, duygu oluyor, güzellik oluyor! E, daha ne olsun?
Sevgler, teşekkürler Başakcığım.
07 Mayıs 2013 Salı, 06:57 at 06:57
Servet Abi’ cim
Günaydın. Siz bir harikasınız :)))
Dalış gezisini yalnızca dalış grubuna duyurmuştum.
Biraz fazla özel kaçıyor, herkesin ilgisini çekmeyebilir diye ama sizden kaçmamış :))
Bu hoşuma gitmedi desem yalan olur. Zira sizin ne kadar yakınımda olduğunuzu hissettiriyor bana ve bir çeşit güven duygusu yaşatıyor 🙂
Çok teşekkür ederim 🙂
07 Mayıs 2013 Salı, 10:55 at 10:55
Teşekkürler Başak, paylaşımın için..gk
07 Mayıs 2013 Salı, 11:58 at 11:58
başak, sen Fevzi’yi nereden tanıyorsun. Fevzi benim grupta çalışıyordu TAİ’de…
Çok iyi bir kişidir….
07 Mayıs 2013 Salı, 12:07 at 12:07
hazır soyut ve ilk göz ağrılarımdan yansıma anahtar sözcüklerinin tuzağına düşmüşken… (uyuyan güzel serisi ve su/altı yansımaları çok iştah açıcı ama) tüm dinginliğiyle ipe dizili iki uçandaire derim. ha, bi de ejderha! 🙂
07 Mayıs 2013 Salı, 13:47 at 13:47
süpersssssssssssssssssssssssssssssssss
07 Mayıs 2013 Salı, 13:59 at 13:59
Başak’cım keyifli bir dalış olmuş paylaşımların için teşekkürler..
07 Mayıs 2013 Salı, 16:21 at 16:21
Bayıldııımmm!!! Fotolara harika altyazılar koymuşsun Başakçım…fotoroman tarzında yeni sunumlar bekleriz artık :p Öptüm 🙂
07 Mayıs 2013 Salı, 20:08 at 20:08
“Ne çok özledim dalışı. Bodrum’u da duyunca içim gitti. Zaten bir önceki hafta da Kaş’a gittiler. Sezon açıldı; ah bir de ben açsam şu sezonu… ” dedim okudukça, baktıkça 🙂 Öptüm çok
07 Mayıs 2013 Salı, 22:12 at 22:12
Hep izleyesim, öyküler yazasım var bu fotoğraflara:-)
08 Mayıs 2013 Çarşamba, 09:13 at 09:13
Başak’cım sudaki yansıma fotoların bir harika, görüş açını ve bakışını çok seviyorum, diğer sayfadaki mimari çekimler ve manzaralar da… ayrıca objeleri karelerine güzelce yerleştirmen seni bu işte de bir yere getirecek eminim.
08 Mayıs 2013 Çarşamba, 11:35 at 11:35
Başak, bir dahakine beni de götürür müsün?
08 Mayıs 2013 Çarşamba, 20:43 at 20:43
Ama hani denizaltı resimleri:((
09 Mayıs 2013 Perşembe, 08:39 at 08:39
Başak hocam, kalemine, yumtoğrafına sağlık. Bir solukta okunan yazılar, tekrar tekrar bakılası kareler.
09 Mayıs 2013 Perşembe, 23:09 at 23:09
Fotoğraflara bayıldım. Işıklı ışıklı ne güzeller öyle!
21 Mayıs 2013 Salı, 12:10 at 12:10
Başakcığım, su altı bilmediğim ve beni aşan bir dünya ama başarabilenlerin deneyimlerini ve duygularını paylaşmak çok güzel 🙂
Fevzi de sizin gruptaymış ha, ona da kocaman bir aferin. 🙂
Önünde mavi halat olanla, önde kaya arkada teknelerin ritmik sıralandığı fotosunu da çok beğendim.
Sevgiyle öperim.