Yutmoğrafımın Başına Gelenler
Yutmoğrafım en hareketli en yoğun bir ayını geçirdi. Başına neler gelmedi ki, yutulma tehlikesi bile atlattı garibim… Herşeyden önce Küba’da yaşadıkları yeter 🙂 Zavallım mide fesadı geçirdi. Neye uğradığını şaşırdı. 1 Mayısta, Devrim Meydanında önünden geçen milyonlar karşısında nutku mu tutulmadı, duvar resmi yutmaktan kusma noktasına mı gelmedi, Tropicana Show’da eli ayağı mı dolanmadı, yuttuklarına kart dayanmadığı için hiç durma organ nakli mi yaşamadı 🙂 Tabii Ankara’ya döndüğümüzde nakavt vaziyetteydi. Ben de kendisini dinlenmeye aldım. İki hafta yatak istirahati. Bir tek sergiye gelmesine izin verdim, ne de olsa bu sergi ikimizin sergisiydi… Orada da gıkı çıkmadan geleni gideni izledi yalnızca. Zaten konuşacak hali bile kalmamıştı 🙂
Yutmoğrafın sergisi sırasında, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nin en üst katında da Hacettepe Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü öğretim üyeleri ve öğrencilerinin hazırlamış olduğu ‘Patikalar’ adlı sergi vardı. Yutmoğrafımdan rica ettim, o kadar yorgun olmasına rağmen beni kırmadı bir kaç eseri yuttu bizim için. Genel olarak hoş bir sergi olduğunu söylemeliyim. Hepsinin bir derinliği vardı. Ancak iki çalışma beni görsel anlamda çok etkiledi… Bu iki çalışmanın sahiplerinin adını yutmayı unuttuğumuz için kimlere ait olduğunu bilemiyoruz ama yine de kendilerini buradan kutluyoruz 🙂
Yutmoğrafım bu ay bir de yutulma tehlikesi yaşadı 🙂 Evet evet yanlış duymadınız, az kalsın Aylin, yutmoğrafımı yutuyordu 🙂 Aylin, İzmir’de yaşayan arkadaşım Aynur’un küçük kızı. Kendisi ile iki hafta önce tanıştık. İki hafta önce Aynur Ankara’ya geldi ve Ayça, ben, Aynur ve Aynur’un küçük kızı Aylin, buluşup kaleye gitmek üzere bir taksiye bindik. Takside Aylin annesine “Annecim çok susadım” dedi. Aynur da “Tamam kızım, bak şimdi kaleye gidiyoruz, orada su içersin” diye cevap verdi. Bizimkisi ne dese beğenirsiniz? “Ama tutamıyorum anne çok susadım, tutamıyorum…”demez mi… Yutmoğrafım da ben de şaşıp kaldık bu cevaba 🙂
Daha sonra Aylin’le yutmoğrafı tanıştırdık. Aylin’cik yutmoğrafın adının anlamını öğrenince, kendisi yutulmaktan korktuğu için olsa gerek, önce o yutmoğrafı yutmaya kalktı. Ahan da Aylin’in yutmoğrafı yutmaya kalktığının resmidir. Aman dur yapma, etme dediysek de Aylin’i ikna etmek biraz zor oldu. Ama sonunda çok da güzel arkadaş oldular.
Yutmoğrafın ilk defa bir küçük arkadaşı oluyordu. Bakmayın bizimkinin onu bunu yuttuğuna, pek çekingendir aslında. Öyle herkesle oynamaz kolay kolay… Ama Aylin’le pek güzel anlaştılar. Aylin bir pozlar verdi bizimkine, bizimki mest! Sonunda bizimki Aylin’i parka oynamaya bile götürdü. Bir de tutturdu mu Aylin’i de bloga koyalım diye… Bak ama biz burada gezi yazılarını, denemeleri, şiir, müzik gibi çok ciddi şeyleri yayınlıyoruz, herkes girip okuyor, şimdi Aylin’i buraya koyarsak çok ilgisiz olmaz mı dedim, dedim ama dinletemedim… Tutturdu Aylin de Aylin diye… Neymiş efendim, Aylin onun ilk oyun arkadaşıymış, onu çok sevmiş, bloga koymazsam bana küsermiş….
Eh ne yapalım, blog ikimizin blogu 🙂 Ayrıca ne yalan söyleyeyim, ağzını balık yapabilen ender çocuklardan biri olarak Aylin bu bloga girmeyi hak ediyor doğrusu 🙂
Aylin’cim, yutmoğraf seni bekliyor, ne zaman istersen gel olur mu?
14 Haziran 2011 Salı, 14:12 at 14:12
Başak’cım süper bir yazı olmuş. Bizi blogunda ağırladığın içi sana ayrıca teşekkür ediyorum. Bizim için büyük mutluluk. Yazıyı saklayacağım. Kızım okumayı öğrenince kendisi okusun diye. Ama şimdi kendim ona okuyacağım. Bak ‘balık abla senin için neler yazmış’ diyeceğim. 🙂
Bizim makinada da biliyorsun senin resimler var. Geçen Aylin ile fotoğraflara bakıyorduk senin resimlerini göstererek bak ben de onu yuttum diyerek ağzı kulaklarındaydı..
Seninle zaman geçirmek çok keyifliydi. Tekrar görüşmek dileğiyle sana ve Ayça’ya kucak dolusu sevgilerimizi yolluyoruz.:)
24 Haziran 2011 Cuma, 13:18 at 13:18
ben bu balık dudaklı aylin’e bitiyorum zaten. yutmoğraf iyi yakalamış.
30 Haziran 2011 Perşembe, 00:15 at 00:15
Aylinimiz hakkında bu güzel yazıyı okuyunca çok duygulandım.Bizim bıdığımız meşhur olmuş.Yazanın eline sağlık.
Benal Hepsöğütlü (Aylin’in halası)
11 Temmuz 2011 Pazartesi, 15:55 at 15:55
bence aylin çok yakışmış blog’a :))