Yutmi

Mabedi Ziyaret

Ekim 07 2014

Herkesin bir mabedi vardır. Benim Ankara’daki mabedim Eymir. Her ne kadar bu sene çok az ziyaret etmiş olsam da bu gerçeği değiştirmez.

Eymir gölü ve çevresi, Ankara’da rahatlayıp huzur bulduğum tek yer. Sonbahar ise en çok sevdiğim mevsim. Daha erken ama yine de yapraklar sararıp kızarmaya başlamış ufak ufak. Bu ara doğa yürüyüşlerine pek gidemediğim için bu bayram Eymir benim için kurtarıcı oldu. Pazartesi Ayşe ile birlikte yürüdük. Sohbetimiz öyle keyifliydi ki gölün etrafını ne arada dolandık bilmiyorum.

Ertesi sabah da Yutmi ile birlikte gittik. Yutmi de en az benim kadar özlemiş olmalı ki, Gökhan’ın o güzelim yürüş parkurlarında bile yutacaklarını seçerken burada neredeyse her gördüğü şeye saldırdı. Hele balonları görünce kendini kaybetti 🙂 . Eymir, şehir merkezine en yakın doğasını ve doğallığını koruyabilmiş tek yer. Her ne kadar Oran’daki yapılaşma yavaş yavaş tepelerle gökyüzünün arasına girse de Eymir gölü, güneşle birlikte pırıltılar saçmaya devam ediyor. Eymir’in iki tepe noktası vardır ki o noktaları çok severim. Geniş vakitlerimde orada oturup biramı yudumlarken göle bakıp müzik dinlemenin benim üzerimdeki etkisini anlatamam. Sanki başka bir boyuta geçmiş gibi hissederim kendimi. Balonlara bakıp da aldanmayın, bu aralar güzel ve umutlu şeyler söylemekte zorlanıyorum biraz onun için biraz kısa keseceğim, kusuruma bakmayın. En iyisi mi ben sizi Ceren Necipoğlu’nun yumuşacık müziği eşliğinde, Yutmi’nin yuttuğu bir kaç yaprak ve balonlarla başbaşa bırakayım. Bana iyi geldi, belki size de iyi gelir…

Fatma Ceren Necipoğlu Türk arp sanatçısı (arpist).

İlk ve ortaöğrenimini İstanbul’da bitiren Necipoğlu, İstanbul Belediye Konservatuvarı ve İ. Ü. Devlet Konservatuvarı Arp bölümünde aldığı eğitimin ardından 1997 yılında Boğaziçi Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü’nde lisansını tamamladı. Yüksek lisansını ABD’nde Louisiana Devlet Üniversitesi ve Indiana Üniversitesi Arp bölümlerinde bitirdi.

İyi derecede İngilizce, Fransızca ve Almanca bilen sanatçı, 2003 – 2006 yılları arasında “Socrates Erasmus Programı”‘nda bölüm koordinatör asistanlığı görevi yaptı. Solo ve ortak çalışmayla 100 civarında konser veren Necipoğlu, birçok ödül aldı, ulusal ve uluslararası projelere imza attı.

Uluslararası Dünya Arp Kongresi Birliği ve Arp Sanatı Derneği üyelikleri bulunan sanatçı, Rio de Janerio konserinden dönüşte, 1 Haziran 2009 tarihinde Brezilya açıklarında düşen uçakta, 37 yaşında yaşamını yitirdi.

Bıraktığı güzellikler için teşekkür ediyor ve kendisini saygı ile anıyorum…

 

“Mabedi Ziyaret” için 14 Yorum

  1. Mustafa YAZICI Diyor ki:

    :)))
    Teşekkürler…

  2. Ayse Diyor ki:

    Basakkkkkkkkkkkk,

    Bugun yagmur da yoktu…ve sen yine o guzelliklere kostun. Yine tekrarliyalim yuruyusu ve sohbeti bu sefer biralar benden…
    Muzik secimin muthis.

  3. yasemin şenyurt Diyor ki:

    Daha önce yazdığım bir yazıya burada yer vermek istedim. Başak iyi ki varsın…
    Sevgiler…

    Sonbahar
    Bence bu genişlemesidir hüznün

    Sonbahar
    Saatin melankolisini duymaktır

    Sonbahar
    Şairlere
    Şiirlere bağlılık zamanıdır

    Sonbahar
    Paletteki gözyaşıdır

    Sonbahar
    Trenle yolculuktur
    En çok da düşlere doğru

    Sonbahar
    Dünyayı değiştirmek gerektiğini iliklerinde hissetmendir

    Sonbahar
    Unutmamaktır

    Sonbahar
    Misafir olmaktır bir çocuğun odasına

    Sonbahar
    Bazen sırt çantanı alıp gitmektir
    Kimsenin seni bulamayacağı bir meydana

    Sonbahar
    Kendine gülümserken
    Aklına annenin gelmesidir

  4. onur Diyor ki:

    müzik çok yakışmış. bu arada, avlu neresi?

  5. Saniye Özsan Diyor ki:

    Bir zamanlar yüzülebilen gölde, cankurtaran gözlem kulesi olduğunu düşündüğüm yapı terk edilmiş duygusu veriyor; Eymir’de görevlilerin oturduğu lojman ise canlılık.

  6. ibrahim şepitci Diyor ki:

    Eymir gerçekten Ankara ya en yakın doğa parçası, değerini bilmek lazım ancak içinde dolaşan arabalardan dolayı ziyaret listemden çıkarmıştım burayı. Ceren Necipoğlu nu da rahmetle anıyorum.

  7. servet Diyor ki:

    Ne zamandır ufak ufak hissettiriyordu kendini, eylen biraz diyordum içimden; oyala kışı… Dinlememiş, duymamış belki, kimbilir? Siz de boş durmamışsınız: Yutmi, Yasemin ve Ceren elbirliğiyle getirmişiniz hüznün her halini. E ne yapalım, zamanıdır. Zamanı gelen, durdurulamaz. Yaşarız biz de şarkısını, şiirini, rengini gelenin; “yeter ki gün eksilmesin penceremden.”
    Teşekkürler, sevgiler ; Başak, Ceren, Yasemin.

  8. Nezih Aytaç Diyor ki:

    Başak hocam, su gibi akıp giden okumadan sonra, tekrar tekrar bakılan fotoğraflar.
    Yutmi’de olmasa naparız ki?

  9. basak Diyor ki:

    Onur’cum,

    Avlu Eymir personelinin kaldığı lojmanların avlusu… Hani TRT tarafından girildiğinde bağ evine giderken solda kalan 3-5 lojman evi… Önünden her geçtiğimde hayranlıkla bakarım o evlere, pek severim anlayacağın 🙂

  10. basak Diyor ki:

    Biraz erken kalkmak ve saat 11’e hatta 12’ye kadar yürüyüşünü veya bisiklet turunu tamamlamak, neredeyse hiç araba olmadan doğayla başbaşa kalmana yetiryor. Bir de yasak koydular artık hafta sonları otobüs ringi var eskisi kadar araç almıyorlar içeri. Ancak özel durumlarda ve belki her yerde olduğu gibi torpilliler giriyorsa bilemem :))
    Ama artık çoluk çocuk ailece bisiklete binenler var. Eskiden olduğu gibi olsa bu mümkün olmazdı.

  11. nazım Diyor ki:

    :))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))

  12. Necla Diyor ki:

    Arp sesini pek severim, güzel fotolar eşliğinde… Harika… Teşekkürler ikinize de:-)

  13. Metin YILDIRAN Diyor ki:

    Çok beğendim. Uzun zaman olmuştu gitmeyeli. Hafta sonu programıma aldım.
    Sayenizde. Sağolun. MY

  14. gokhan kocak Diyor ki:

    benim mabedim, Kızılcahamam 🙂

Yorum Yazın