Yutmi

GÖLGE

 

 Gölgelerimiz varlığımızın belki de en somut yansılarıdır. Dünya kendi etrafında döndükçe de peşimizi bırakmazlar? Karanlığın derinliğinden yansıyan bir sokak lambasında, araba farlarınının pencereye vurduğu gecelerde de peşimizdedirler. Siz olmasanız onlar da olmazlar.

Yolda yürürken, koşarken, uzun ya da kısa asla bırakmazlar sizi. Bir an olsun düşündünüz mü gölgelerinizin sizi terkettiğini, kafasına göre takıldığını. Ben gördüm, aslına bakarsanız yaşadım da.

Havanın güneşli olduğu zamanlar kalabalık caddelerde yürümekten acı çektiğimi ilk kez bir sonbahar günü yürüyüşe çıktığımda farkettim. Sağımdan solumdan geçen insanların telaşlı koşuşmaları arasında gölgeme basıp geçenler acımı katlıyordu.

Metin, inanamıyorum sen misin” dedi, noldu bir şey mi var.

Başımı avuçlarıma almış inliyordum. “ Çabuk çekil ordan nolur” diyebildim.

Noldu, Metin, iyi misin”

Lütfen , yanıma gel”

Şaşırmıştı Gizem, yaklaşıp kolumdan tuttu, “Başın mı döndü, hastaneye götüreyim mi seni?”

Gerek yok, burda dur yeter, önüme geçme”

Tamam, sakin ol”

Gizem’e yıllar sonra ilk defa rastlamıştım, onlarca insan gelip geçerken gölgemin üzerinden bir tek o canımı acıtmıştı. Anlam verememiştim. Gizem üniversitede en yakın arkadaşım ve sevgilim olmuştu. Yaşadığım ilişkiler içinde belki de en uzunuydu. Üç sene süren ilişkimizin sonunda oturduğumuz bir cafede sonlandırmıştım ilişkimizi. “Ben” demiştim, artık istemiyorum, lütfen zorlaştırma. Yüzüme bakıp, biliyordum zaten demişti o da. Nedenini sormamıştı bile.

Havanın kapalı olduğu veya zifiri karanlık gecelerde çıkmaya başladım sokağa, gölgem yine bırakmadı peşimi. Kaçarcasına koştuğum günlerde bile. Bir gece kendimi sokağa atmış yürürken sokak lambalarının bedenimi yansıttığı gölgenin benden hızla uzaklaştığını farkettim. Benden bağımsızdı sanki, ben koşarken o geride kalıyor, ben dururken kaçıp gidiyordu benden. Ben kaçtıkça artık kovalamıyor, o da benden kaçıyordu. Resmen bir isyandı bu. Sıyırmak üzere olduğumu düşünmeye başlamıştım.

Bir sabah erkenden çıktım yine sokaklara, gölgem yanımdaydı, biraz olsun rahatlamıştım. Bir süre yürüdükten sonra durdum. Gölgem de. Sonra hızla sokağın karşı kaldırımına geçip gözden yok oluşunun ardından şaşkınlıkla bakakaldım. Gölgem benden kaçıyordu. Gökyüzüne baktım, güneş henüz doğmuştu, gölgem kaybolmuştu gezdiğim sokaklarda. Beni terketmişti.

 

Yorum Yazın