MARDİveN
Meksika’ya Mardin üzerinden gideceğiz. Biraz yol uzayacak belki ama buna değer 🙂 Dört kadın ne zaman ve nasıl karar verdik de Mardin’e gittik, orada ne cesaret araba kiraladık ve nereleri gezdik, neler yedik onu bile yazacağım sanırım. İlk defa yöresel yemeklerini es geçmediğim bir gezi oldu bu. Alttaki fotoğraflar da tıpkı Cercis’deki meze tabağı gibi tadımlık. Ermenilerin, Süryanilerin, Arapların, Kürtlerin ve Türklerin harmanlandığı bu topraklardan; Mor Gabriel’den, Midyat’a, Dara’dan, Deyrulzafaran’a, Mardin çarşısından, Müzesine hepsinden bir kaç numune var. Böyle çok etnik grup olunca müzikler de ister istemez hepsinden tadımlık olacak.
01 Aralık 2013 Pazar, 04:15 at 04:15
Daha Güney Amerika’dan dönemedik, Mardin nereden çıktı? 🙂
01 Aralık 2013 Pazar, 09:50 at 09:50
Hoş geldiniz.
Yine güzel fotoğraflar, şarkılar ile dünya gözüyle dolu gelmişsiniz.
Hepsi ayrı güzel.
01 Aralık 2013 Pazar, 10:42 at 10:42
Hüznün ve acının dili, dini olmaz dedikleri coğrafya Mardin olmalı.
Yedi dilin, yedi dinin yan yana durup, birbirini anladığı kaç yer var ki?
İyi ki gitmişsiniz, yoksa kim anlatacaktı bize böyle içten.
Teşekkürler Başakcığım.
01 Aralık 2013 Pazar, 11:43 at 11:43
müzik harika, fotoğraflar harika, harikasın başak….
01 Aralık 2013 Pazar, 12:27 at 12:27
Ne güzel fotoğraflar yine. Bayıldım hepsine. Özellikle Cola’lı olana ve o ekmek pişiren kadınlıya. Kokusu ta buraya geldi. Teşekkürler paylaşım için.
01 Aralık 2013 Pazar, 15:49 at 15:49
Eh Başak’cım. Senin Alaska ve komşu köylerine gidip bana bir çift penguen getireceğini hayal ederken, sen tut Mardin’e git.
İyi etmiş, hoş gidip hoş dönmüşsün. Şimdi bi yol Urla aktarmalı kutup seyahati seni beklemekte. Peguenleri bir çabukta kap gel ki onları yaza alıştırayım. Yoksa temmuz ayında hop diye penguen falan gelmez buralara.
Nasıl giderim, neyle getiririm diye dert etme sakın. Benim gemi açıkta demirli. Ben seni kayıkla gemiye kadar götürürüm, gerisini sen halledersin.
Hadi öptüm.
01 Aralık 2013 Pazar, 17:30 at 17:30
Hoşgeldin Başakcım her zamanki gibi harika fotoğraflar iyi ki gittin
01 Aralık 2013 Pazar, 21:36 at 21:36
Oraların ışığını getirmişin Başak’çım. O ışığa hiç bir yerde rastlamadım. Hoşgeldin, sefalar getirdin…
02 Aralık 2013 Pazartesi, 01:45 at 01:45
Hoşgeldiniz arkadaşlar,
Yıllardır isteyip de gidemediğim Mardin!
Müzik ve fotoğraflar çok güzel.
02 Aralık 2013 Pazartesi, 01:47 at 01:47
Altıncı fotoğrafa bayıldım…
02 Aralık 2013 Pazartesi, 10:55 at 10:55
Mardin, fotoğraflar ve duygular için bir derya, sende bir güzel dalıp çıkmışsın, tebrikler. Bu arada Mardin in bir gece fotoğrafını da bekliyoruz senden 🙂
02 Aralık 2013 Pazartesi, 10:58 at 10:58
Başak’çığım, Fotoğrafları görünce bende aynı sokaklarda dolaşmadığımız kanaati oluştu. Kaçırdığım pek çok detayı yakaladım. Eline, yüreğine sağlık.
Başlığın neden MARdiven olduğunu merak edenler için kısa bir not. Mardin benim açımdan çok etkileyici bir o kadar da yorucu bir şehir. Dört günlük kısa tatilimiz sırasında sayamadığım kadar çok merdiven indik ve çıktık. Bu nedenle bu tatilin adı benim için “Merdiven Tatili” oldu. Başak kıvrak zekasıyla bu adı “MARdiven”e dönüştürdü. Mardin’e ilk defa gideceklere hayati bir öneri: Gitmeden önce epeyce bir merdiven çıkma inme antiremanı yapın ya da yanınızdakilerin birer keçi olmamasına özen gösterin. Yoksa onlara yetişeceğim diye benim gibi perişan olursunuz:)
02 Aralık 2013 Pazartesi, 11:07 at 11:07
Marziye’cim kendine haksızlık etme, evet dediğin gibi çok merdiven vardı ama o merdivenleri hep beraber inip çıktık. Tek fark, sayısını bir tek sen biliyorsun:)
Hazır söz açılmışken, bu güzel gezi ve arkadaşlığınız için tekrar teşekkür ediyorum.
02 Aralık 2013 Pazartesi, 11:22 at 11:22
Başak’çığım, başta sayıyordum ama sonrasında ipin ucunu kaçırdım. Sadece otelin merdivenlerinin basamak sayısının tam 87 olduğunu net olarak biliyorum.
Ben de bu vesileyle Yutmograf’ın ve onu izleyenlerin huzurunda bu dört günü şahane bir tatile dönüştüren yol arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ek kısa zamanda yeni bir tatilde buluşmak dileğiyle…
02 Aralık 2013 Pazartesi, 13:41 at 13:41
Mardin pek gözeldir Başak, paylaştığın için teşekkürler..gk
02 Aralık 2013 Pazartesi, 15:18 at 15:18
Mardin’e bu sene içinde gitmiş ve ben de çok beğenmiştim….biz GAP gezisi esnasında 1 gün aklmıştık; sizin kadar çok merdiven inip çıkmadık gerçi; siz daha bir özümsemişsinizdir şehri 😉 Bir de rehberimiz bize, merdivenlerden dolayı araçla çöp toplamak zor olduğu için belediyeye eşek alındığını söylemişti; hem de bu eşekler İtalya’dan getirilmiş, ancak onlar dayanabilmiş merdivenlere 🙂
02 Aralık 2013 Pazartesi, 20:59 at 20:59
Zehra’cım eşeklerin İtalyan olup olmadıklarını bilmiyorum ama o eşeklerden ben de bolca gördüm sokaklarda. Zaten başka türlüsü gerçekten imkansız. Bu arada onlardan biri de fotoğraflar arasında var. Hatta sahıbsının elinde ki ceptelefonuna da dikkatini çekerim 🙂
03 Aralık 2013 Salı, 13:28 at 13:28
Başak’cım, Mardin özellikle Midyat’a gitmeyi çok istiyorum. Fotoğraflarını çok beğendim.
Sevgiler…